Kimi kararlar, yaşamlar var ki dinlediğinizde veya okuduğunuzda ufkunuzu genişletir. Yapmak istediğiniz o şeyi yapabilmek için aradığınız cesaret sanki o satırlarda vardır. Kendinizi gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğunuz ilham bazen bir başkasının “hadi” demesinde gizlidir.
İlham Veren Kadınlar Röportaj Serisi, Womanlogy ekibini ilk günden beri heyecanlandıran ve araştırmaya sürükleyen tılsımlı bir başlık. Bir insanın ilham vermesi için kendini keşfetmiş, ne istediğini bilen, hayalleri için toplumun kendisine takacağı sıfatları umursamamış, yalnızca gerçekleştirmek istediği şeye odaklı ve nihayete erdirmiş olması bizim ilham almamız için yeterli. Bu bir annenin imkansızlıklar içerisinde çocuklarını büyütmesi, bu çok yaşlı bir insanın azmedip istediği üniversiteyi bitirmesi, bir dağcının Everest’e tırmanması veya birinin bisikletiyle ülkeden ülkeye gitme cesaretini göstermesi olabilir. Bazen ise başarı sadece değişiklik yapma cesaretini gösterebilmektir. Bugün bize ilham veren, cesaretine hayran kaldığımız ilk ilham veren kadınımızla yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz. Devamı da mutlaka gelecek. Çünkü biliyoruz ki bir kadın isterse her şeyi başarabilir ve biliyoruz ki her birimizin birbirimize anlatacağı çok şey var.
- Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben Dila. 31 yaşındayım. Erzurum’da doğdum. Üniversite için İstanbul’a oradadan da işim sebebiyle Ankara’ya taşındım. 2019 Haziran itibari ile de Sidney’de yaşamaya başladım.
- Kariyer yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
2012’de Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Aynı sene İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği bölümünde (hiç bir zaman mezun olamayacağımı bilemeden :)) yüksek lisans eğitimine başladım. Bir yandan da çalışmaya başlamıştım. 1 senemi doldurmadan görevim nedeniyle Ankara’ya taşındım ve bu macera yarıda kaldı. Çok da sarmamıştı açıkcası. İçimde hep ‘daha sosyal bir şeyler yapmalıyım’ düşüncesi vardı. Ankara’ya taşınmamla birlikte bu firsatı yakaladım (Tebdili mekanda ferahlık vardır). 2014’te Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde MBA yaptım, çok da keyif aldım açıkcası. 6.5 sene Bakanlıkta Teknik Uzman olarak görev yapmamın ardından Sidney’e taşındım ve yeni bir kariyere atıldım. Geçirdiğim bir deniz kazasının ardından “Bebek Yüzme Eğitmeni” olmaya karar vermiştim. Türkiye’de de tam zamanlı mühendis olarak çalışırken hafta sonları da harika bir ekiple bebeklere yüzme dersi veriyordum. Sonra bu iş dünyanın öbür ucunda mesleğim oldu. 1853m rakımda doğup okyanusta yüzme dersi verdiren hayata sevgiler.
- Radikal bir karar verirken sizi ne motive ediyor?
En büyük motivasyonum biraz garip gelebilir ama ölüm. Her zaman aklımın bir köşesinde ölümü ve dünya üzerindeki zamanımı düşünüyorum ve diyorum ki ‘yarın öleceğimi bilsem bunu yapar mıydım?’ Hayatının büyük bir kısmını hastanelerde geçiren ve maalesef çok genç yaşta vefat eden insanlarla vakit geçirme fırsatım oldu. Her zaman aklımda şu vardı ’sağlıklıysam, dışardaysam, bunun hakkini sonuna kadar vermeliyim.’
- Hayatta yaptığınız büyük çaplı değişikliklerden memnun musunuz?
Kesinlikle evet. Değişiklik insanı canlı tutan bir şey. Doğaya baktığımızda ne görüyoruz, hayatta kalanlar en güçlüler değil en iyi adaptasyon sağlayanlar. Eğer hayattaysan bravo en iyi sen uyum sağladın demek. En temel iç güdümüz de hayatta kalmak, aslında içgüdülerle evren arasında iyi bir takım çalışması var. Hayatıma baktığımda 30 senede 5 şehir, iyi valla diyorum. Şanslıydım ki mecburiyetten değil kendi isteğiyle yer değiştirenlerden oldum. Ben ayağımı akan bir suya soktum, su akti ben de suyu takip ettim ve sonunda da hep güzel yerlere çıktı yolum.
- Kadınlara cesur olma konusunda ne tavsiye edersiniz?
Bunun için önce benim yeterince cesur olmam gerekir ki öyle değilim bence. Belki cesaret değil de motivasyon verebilirim.
Tolstoy’un çok sevdiğim ve her okuduğumda da içimde kelebekler uçuşturan bir sözü var:
“Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar:
ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir..”
Yani diyor ki gitmekten korkmayın 😊
Her ay içinde fırtınalar kopan ve bir taraftan da tazelenen bir varlık kadın. Tüm gece ağlasa da sabah kalkıp işine giden ya da çocuğunu besleyen kadın. Başka sözüm yok hakim bey:)
- Önümüzdeki yıllarda yapmak istediğiniz büyük değişimler var mı?
Yeni başlıyoruz 🙂
Avustralya hem Türkiye’den hem de çok uzak olması nedeniyle dünyanın diğer ülkelerinden farklı bir yer. Farklılıkları da hamurunda iyi yoğurmuş bir kültürü var. Bu kültüre olabildiğince adapte olup kendi kültürümden de nacizane bir şeyler katabileceğim üretken bir yol var önümde. Aile hayati ve kariyerimi dengede yürütebileceğim arayışlar içindeyim (hangimiz değiliz ki 🙂
- Yeni yaşamınız hakkında kısa bilgiler verir misiniz?
Yeni yaşamım, gerçek manasıyla “yeni”
Musluğu açtığımda akan su bile terse dönüyor artık (Barış abimizi rahmetle anıyorum).
Ocak ayında karpuz, temmuzda mandalina yemek,
8-5 gömlek, kumaş pantolondan, mayo-boneye,
Fiziksel olarak tamamen Asyalı birinin ağzından en aksanlı İngilizceyi duymak,
Yeni güne herkesten önce başlamak, gelecekte yaşıyor gibi.
Bütün bunlarla birlikte yıllarca yalnız yaşamanın ardından tamamen farklı bir kültürle yetişmiş başka bir insanla beraber aynı evde yaşamak.