Şebbal Eğinç Göksan
Yazar, Numerolog
Hem bir numerolog, hem turizmci, hem işletmeci, hem tasarımcı hem güzellik uzmanı, hem bir anne, hem seven ve sevilen bir eş ve daha nice hem hem hem...
Elimde olsa acaba daha neleri sığdırmaya çalışırdım şu hayatıma bilmiyorum. Hayatın bazı dönemler hızımı kesmek istercesine ``hele bir dur`` diye kulağıma fısıldadığını biliyorum ama.
Hepimiz bir çok sıfatlar elde ederiz bu zaten en kolay olan kısım bence ancak önemli olan hangi sıfatları içselleştirebildiğimizdir.
Ben bir numerolog olana kadar anne ve bir eş olmanın dışında sanırım hiç bir sıfatta kendimi tanımlayamadım. Yıllarca hayat amacını soran biri olarak ``neresi benim yerim ve nerde ben yabancıyım ayırt edemedim`` diyebilirim. Ta ki kendimi bildim bileli rakamlarla oyun oynarcasına bir totem niteliğinde birbiriyle toplama çıkarma işlemlerimle yeni formüllerimi bir oyuna çevirmemin bir anlamı olduğunu numerolojiyle tanıştığım ilk gün anladığım o ana kadar…
Ben gördüğünüz her plakaya duyduğunuz, her doğum tarihine ya da gözünüze çarpan her sayıya sizin baktığınız gözle bakamıyordum. Onları görmeden geçemeyen, onları birbiriyle ilişkilendiren küçük bir kızdım. Bu yaptığımı ne ben kendim anlamlandırabiliyordum ne de birinin beni bu konuda anlayacağını düşünüp yaptığımı dillendiriyordum. O zamanlar ne yaptığımı bilmemenin hezimeti içerisindeydim zaten belki bugünkü bilincim olsa bilen birine neden bunu yapıyorum diye sorardım. Çocuk aklımla sayıları sevdiğimi bildiğim için matematiğimi kuvvetlendiriyorum gibi bir açıklama yapabilirdim ancak sorana.
O gün anladım…
Çok sevdiğim dostum bir gün ``bak senin kalemine göre bir şey buldum`` diye bir siteyi gönderdiğinde neyin cevabını bulacağımı bilmiyordum henüz. Ve işin içine girmeye başladığımda ve girdikçe ``aaa bu neymiş ki, aaa bu nasıl oluyormuş, peki bunun anlamı neymiş?`` derken deli gibi araştırma yapmaya başladığımı fark edince anladım ki bulduğum şey yıllardır anlamlandıramadığım şeyin cevaplarını içeriyordu.
Bu konunun bana gönderilmesi inanın tesadüf değildi. Beklemekte olan zamanı gelmiş amacımın artık beni bul diye kapımı usulca çalışıydı.
O günden beri ``öğrendim, tamamdır, buldum`` diye kenara çekilemiyorum. Çünkü biliyorum içimdeki o ses ``dahası dahası var`` diye haykırıyor. Bu nedendir ki hayatım boyunca belki de öğrencisi olacağım ve olmaktan da hiç bıkmayacağım bir kadim ilmin peşindeyim ve o gördüğüm mağaradaki küçük ışık huzmesinin peşine düşmüş gibi sürekli ilerliyorum o ışığa.
Çünkü biliyorum ki dahası dahası ve dahası her zaman var çünkü bir sayısal düzen içerisinde kurulu olan bu evrenin sayılarıyla ötesine uzanacak bir köprümüz var ve dahasına ulaşmam nasıl mümkün?
Belki de hep beraber şahit olacağız.
Son olarak küçük bir dip not geçmek istiyorum. Yazımın başında daha sıfat sayamadığım, bir çok yapabilirliğimin başında gelen yazma içgüdümün ve bunun üzerine inşa ettiğim hayallerimin gerçekleşmesinde öncülük edecek Womanlogy Ailesi'ne seve seve hoş buldum demek istiyorum☺
Leave a Comment