Yazar

womanlogy

Yazılar

Dünya değişirken her birimiz yenilik ve değişim ihtiyacındayız. Farklı olana yönelmek, sıra dışı deneyimler edinmek ve özgün olma isteğindeyiz. Anne – baba adayları da doğacak bebekleri için eminiz ki keyifli araştırmalar peşinde. Biz de okurlarımıza yardımcı olmak için son dönemlerin değişik bebek isimlerini araştırdık. Sevilen ünlü ailelerin bebeklerine verdiği isimlerden tutun, çok çok nadir bulunan güzel isimlere kadar araştırdık ve derledik: Peki siz hangi isimleri bebeğinize vermeyi düşünüyorsunuz?

Kız Bebek İsimleri:

Lila: Leylak çiçeğinin rengi olan, açık mor renk olarak bildiğimiz Lila, kız çocuklara da isim olarak verilmeye başlandı. İçimizi ısıtan, tatlı bir söylenişi olan Lila ismine, Hakan – Gizem Hatipoğlu çiftinin kızlarına vermesi ile dikkatler çekildi.

Maya: Anlamı öz, yaratılış olan Maya ismi, iktidar anlamına da gelmekte. Son dönemde sevilip kız bebeklere verilmeye başlanan bu isim popüler olma yolunda. Tuğba Büyüküstün – Onur Saylak çiftinin ikiz kızlarından birinin adını Maya koydu, diğerini ise Toprak.

Sare: Saf, duru güzellik anlamına gelen Sare çok sevilerek verilen isimlerden biri haline geldi. Tuğba Ünsal’ın çok sevdiğimiz kızının adının adı aynı zamanda.

Kayla: Masum, kötülükten uzak anlamına gelen bu isim Yunanca kökenlidir. Irmak Ünal – Emre Karabacak çifti kızlarına bu ismi verdi.

Kavin: Anlamı da kız çocuğu fakat cesur kız çocuğu olan bu isim hem az bulunan hem de karizmatik kız çocuk isimlerinden. Sevinç Erbulak’ın kızına bu ismi vermesiyle biz de çok sevdik. Sevinç Erbulak kızına iki isim koydu. Çok kullanılan ama çok da sevilen isimlerden olan Zeynep ile birlikte.

Alin: Yükselen ışık, parlayan, parıldayan demek olan bu isim son dönemlerde çok seviliyor. Pelin Akil ve Anıl Altan çifti kızlarına Alin ve Lina isimlerini koydular. Alin ismini çok daha önce Neşe Erberk’in üçüz kızlarından birinin adına koyması ile tanımıştık.

Erkek Bebek İsimleri:

Karan: Karan isminin anlamı kahraman, sözünde duran, temiz, masumdur. Burak Özçivit ve fAHRİYE evcen çiftinin oğullarına verdiği bu isim karizmatik erkek bebek isimlerinden.

Ares: Gülben Ergen’in ikiz oğullarından birine bu ismi vermesiyle tanıdık bu ismi. Yunan mitolojisinde savaş tanrısı olarak adlandırılan bu isim roma kültüründe mars olarak da geçer. Athenanın tersini ifade eder. Çevresinden bu isim ile ilgili uyarılar alan Gülben Ergen’in sonradan oğlu Ares’e bir ön ad daha ekleyerek Mustafa Ares olarak ismini değiştirdiğini de ekleyelim.

Başak Sayan da ikiz bebeklerinden birinin ismini Ares koydu.

Azur: Gök mavisi demek olan Azur ismini Bade İşcil ile tanıdık.  Gülşen ve Ozan Çolakoğlu çiftinin bebeklerine Azur Benan şeklinde koyması ile de isim popülerleşti. Benan ise tanınmış ünlü kişi demek.

Uras: Şans, talih, mutluluk demek olan Uras son dönem sevilen isimlerden. Dizi karakterlerine verilmesiyle de popüler olma yolunda ilerliyor.

Beren: Güçlü, kuvvetli, akıllı anlamına gelen Beren ismi Ebru Şallı ilk çocuğunda tercih etmişti.

Yeni olmasa da çok sevilerek yer verilen Zeynep, Can, Ali, Demir, Deniz, Derin, Ayşe, Kaan isimlerinin de popülerliğini hiç bir zaman kaybetmediğini ve sevilerek yer verildiğini söyleyebiliriz. Bu isimler yeniden yeniden popüler oluyor adeta.

   Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin akreditasyonu ile eğitimler veren Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş’in uzun süren çalışmalarının eseri olan “Sevgi Ötesi Enerji” isimli kitabı Ceres Yayınlarından çıktı. Kişilerin kendileri olma yolculuğunda rehber niteliğinde olan kitap; kendimizi sevmenin, affetmenin mucize gücünü anlatıyor ve değersizlik, yetersizlik, sevgisizlik, güvensizlik duygularıyla baş etmenin ip uçlarını veriyor.

      ‘Sevgi Ötesi Enerji’ kitabı, affetmenin ve geride bırakmanın huzurunu okurlarına yaşatmak ve okurların hayatlarında olumsuz etki bırakan durum ve duygularını aşmalarına yardımcı olmak için meditasyon önerileri ve küçük egzersizler içerecek şekilde hazırlandı.

Yazar bu kitabında ikili ilişkilerde yaşanan problemlere ve çözüm önerilerine, istenen yaşamı oluşturabilmek için izlenebilecek yol önerilerine, güvensizliğin kaynakları ve sonuçlarına, geçmişin kaygıları ve geleceğin endişelerinden uzaklaşıp anda nasıl kalınabileceğine değinerek; pozitif bir yaşam için kişisel ve mesleki tecrübelerini aktardı.

113 gönüllü kişi ile yapılan çalışmalar sonrasında gerçek yaşam örnekleri ve gündelik hayatın dinamiklerinden kesitler de içeren kitap; sevginin değiştirme ve dönüştürme gücünü gözler önüne serecek nitelikte.

SMA Hastalarına Yönelik Mevcut Tedaviler Aksamasın! 

Spinal Musküler Atrofi (SMA) ilerleyici özelliğe sahip, genetik geçişli bir kas hastalığı  türüdür. Bu hastalık tedavisinde kullanılan ilaçlardan sadece bir tanesi (Nursinersen  etken maddeli ilaç) ülkemizde 2017 yılında SMA Tip I için onaylanmıştır. SMA Tip II ve  Tip III’de 2019 yılında yapılan düzenleme ile ücretsiz olarak ilaç tedavisi almaya  başlamıştır. Covid-19 küresel salgınından dolayı birçok hastanın bu ilaca erişimi aksadığı gibi, devamı için söz konusu olan kriterler de hastaların ilaca erişiminin önünde  ciddi anlamda sıkıntılar yaratmaktadır. Bu kriterlerin hastaların yararına güncellenmesi  ya da kaldırılması gerekmektedir.  

SMA ile İlgili Tüm Tedaviler SGK Kapsamına Alınsın! 

SMA Tip I hastalığı 2019 yılında FDA tarafından onaylanan gen tedavisi, Avrupa, ABD ve  Japonya’da uygulanmaya başlamıştır. Hastalığın tedavisinde umut verici sonuçları  bulunan gen tedavisi ülkemizde henüz yurt dışı ilaç listesinde değildir.  

Ailelerin bir kısmı, SMA Tip I hastası çocuklarının yurt dışında bu tedaviyi alması için  hastane masrafları da dâhil edildiğinde yaklaşık 2,4 Milyon USD’yi bulan meblağları  bireysel kampanyalar üzerinden toplamaya çalışmaktadır. Kampanya başlatan aile sayısı  her geçen gün artış göstermektedir. Hasta yakınları çocuklarının tedavi sorumluluğunu  tek başlarına üstlenmenin ve bireysel girişimlerle çözüm arayışının psikolojik yükü  altında zorluk çekmektedir. Bunun yanı sıra, aileler için oldukça yorucu olan bu  kampanyaların çok küçük bir kısmı gen tedavisi masraflarını karşılayacak miktara  ulaşmış ve yurtdışında tedavi almaya başlamıştır. Başlatılan tüm bağış kampanyalarının  başarıya ulaşması mümkün gözükmediği gibi, çocukları için kampanya yürütemeyen,  kaynaklara erişim imkânına sahip olmayan aileler de vardır.  

SMA Tip I hastası çocukların sadece bir kaçının bu tedaviye bireysel çabalar sonucunda  ulaşması ve çoğunluğun bu tedaviye erişememesi eşitlik ilkesine aykırıdır. Yetkililerin,  ilacı alma kriterlerine uyan her hastanın tedavi almasını sağlayacak kapsayıcı  düzenlemeler yapması gereklidir. Hastalıkları için yurt dışında uygulanan ve  uluslararası geçerliliğe sahip tedavilerin ülkemizde uygulanmaya başlanması için gerekli  adımları atma sorumluluğu bireylerin değil sosyal devlet ilkesi doğrultusunda devlet  yetkililerindir.  

Ücretsiz Genetik Taşıyıcılık Testi Uygulansın! 

SMA ve diğer genetik gecişli hastalıkların tedavilerinin kapsayıcı bir biçimde sağlanması  yanında, ortaya çıkmadan önlenmesine yönelik koruyucu sağlık çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Toplumumuzda sık görülen bazı hastalıklar için evlilik öncesi tarama  yapılması zorunludur. Ancak SMA ve genetik taşıyıcılık testi bulunan diğer kas  hastalıkları için taşıyıcılık taraması özel kuruluşlarda ücret karşılığı yapılabilmektedir.  

Evlilik öncesi genetik taşıyıcılık taraması uygulamasının yürürlüğe konulması, taşıyıcı  olduğu tespit edilen çiftlere genetik danışmanlık verilerek uygun görülen yöntemlere  yönlendirilmesi için elzemdir. Hastaların tedavisi yanında bebeklerin hastalıkla dünyaya  gelmemesi için genetik taşıyıcılık testinin çiftlere ücretsiz olarak uygulanması gereklilik  arz etmektedir. 

Biz, aşağıda isimleri yer alan 217 STK ve meslek örgütü olarak SMA hastalığı için geçerli  tedavilerin SGK kapsamına alınmasını, mevcut tedavilerin aksamaması yönünde  düzenlemeler yapılmasını ve önleyici sağlık hizmeti olarak çiftlere evlilik öncesi genetik  taşıyıcılık testi uygulamasının yürürlüğe girmesini talep ediyoruz. Bu bağlamda,  yetkilileri hastalıkların tedavisi ve önlenmesine yönelik ivedi çözümler geliştirmeye  davet ediyoruz. 

Türkiye Kas Hastalıkları Derneği (KASDER) 

SMA İyilik Platformu 

Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN) 

Sağlık Hizmetleri Sendikası Engelliler Komisyonu 

Türkiye Körler Federasyonu 

Türkiye Sakatlar Derneği  

Altınokta Körler Derneği Kayseri Şubesi 

Altınokta Körler Derneği Denizli Şubesi  

Kayseri İl Engelliler Meclisi 

Görme Özürlü Evrensel Hukukçular Derneği 

Engellenmemek İçin Mücadeleye Devam Platformu 

Gören Parmaklar Eğitim Kültür Derneği 

Aktif Görme Engelliler Derneği 

Beyaz Baston Gazetesi 

Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği  

Özgürlük Engele Takılmasın İnsiyatifi 

Engelim Olmayın Derneği 

Engelliler Kültür Sanat ve Yardımlaşma Derneği 

Engelli Kadın Derneği (ENGKAD)  

Özel Gereksinimli Bireylere Danışmanlık Derneği 

Uluslararası Toplum Gelişimi Derneği (UTGD) 

Tüm Engelliler ve Aileleri Yardımlaşma Derneği (TEDAY)  

Engelsiz Eğitim Platformu-Antalya 

Biyonik Kulaklı Çocuklar Derneği 

Biyonik Kulaklı Çocuklar Derneği Isparta İl Temsilciliği

Biyonik Kulaklı Çocuklar Derneği Konya İl Temsilciliği 

Denizli İl Engelliler Meclisi 

Separinder Serebral Palsili Çocuklar Derneği 

Kosebder Kocaeli Serebral Palsililer Derneği 

Dasep Darıca Serebral Palsililer Derneği 

İstanbul Engelsiz Yürekler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Beşiktaş Engelliler Spor Kulübü 

Bilecik Engelsiz Yarınlar Derneği (BİEYDER) 

Avrasya engelliler Spor kulübü derneği 

Isparta İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği 

Şişli İşitme ve Konuşma Engelliler Derneği  

Sarıyer Ortopedik Engeller Derneği  

Boğaziçi Engelliler Derneği  

Türkiye Kas Hastalıkları Derneği İzmir Şubesi  

Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Ankara Şubesi 

Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Bursa Şubesi 

Gören Kalpler Eğitim Derneği 

Türkiye Engelsiz Yaşam ve Sosyal Hizmet Vakfı (TEYVAK) 

Engelsiz Eğitim Çalışanları Sendikası 

Engelsiz Sağlık Çalışanları Sendikası  

Sivil Memurlar Sendikası (SİMESEN)  

SİMESEN Engelliler Komisyonu 

Birleşik Devlet Memurları Sendikası (BİRDEM-SEN) 

Bilecik Kent Konseyi Engelliler Meclisi 

Yüzümle Mutluyum Derneği 

Türkiye Down Sendromu Derneği 

Erdek Engelli ve Engelli Aileleri Derneği 

Engelliler ve Gençlik Derneği 

Bandırma Engelime Renk ver Yardımlaşma ve Spor Kulübü Derneği Engelli Aileleri Eğitim ve Dayanışma Derneği (ENDER) 

Birleşik Devlet Memurları Sendikası Elazığ İl Temsilcisi 

İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği 

Biyonik Kulaklı Çocuklar Derneği Bilecik İl Temsilciliği 

Engelli Çocuk Hakları Ağı 

Ecelere Umut Ol Platformu 

Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) 

Engelli Dernekleri Federasyonu, Ankara 

Sincan Engelli ve Aileleri Yardımlaşma Derneği, Ankara 

Engelli ve Yakınları Eğitim, Kültür, Sağlık ve Spor Kulübü Derneği, Ankara Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği Genel Merkez, Antalya Engelliyim Engel Tanımam Derneği, İskenderun 

Galip Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Gören Kalpler Eğitim Derneği, Bodrum Şubesi 

Umut Yol Engellileri Koruma Derneği, Ankara 

Uygar Görme Engeller Derneği Genel Merkezi, Bursa 

Trabzon Görme Özürler Sanat ve Spor Kulübü Derneği 

Timsahlar Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği Bursa 

Ayyıldız Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Lotus Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Güçlü Eller Engelliler Kulübü Derneği 

Hakkari Gençlik ve Engelliler Derneği 

Kırıkkale Görme Engelliler Derneği Genel Merkez 

Otizmli Çocuklar Derneği, Erzurum 

Üç Yıldız Körler Derneği, Kocaeli 

Türkiye Beyazay Derneği Erzurum Şubesi 

Anatolia Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Başkent Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Manisa Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Manisa Spil Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Şehzadeler Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği, Manisa Adıyaman Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği 

GAP Görme Engelliler Derneği 

Bolu Umut Işığı Engelliler Gençlik Kulübü Derneği 

Karaman Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Tunceli Bedensel Engelleri Destekleme Derneği 

Yenimahalle Kent Konseyi Engelliler Meclisi, Ankara 

Kurtuluş Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Ayyıldız Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Malatya Yeşilyurt Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği Altınokta Körlere Hizmet Vakfı, Ankara 

Altınokta Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği, Van 

Uluslararası Sivil Toplum Ağı Derneği, Trabzon 

Trabzon Engelsiz Turizm Derneği 

Kahramanmaraş Edeler Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği Malatya Gençlik Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Diyarbakır Kayapınar Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği Diyarbakir Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Elazığ Fırat Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Elazığ Harput Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği 

Görme Engellilerin Eğitimine Destek Derneği, Ankara 

Engelli İnsan Hakları Derneği, Ankara 

Kahramanmaraş Ertuğrulgazi Engelliler Spor Kulübü Derneği Kahramanmaraş Gençlik Gücü Spor Kulübü Derneği 

Kahramanmaraş Akçakoyunlu İdman Yurdu Spor Kulübü Derneği Kahramanmaraş Doğu Akdeniz Spor Kulübü Derneği 

Altınokta Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Batıkent Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği, Ankara

Türkiye Körler Vakfı, Ankara 

Görme Özürlü Evrensel Hukukçular Derneği, Ankara

Anadolu Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Atılgan Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Bursa Değişim Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği 

Bursa Uludağ Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği 

Ankara İnovatif Görme Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği Ankara İnovatif Görme Engelliler Kulüpler Birliği 

Küresel Görme Engelliler Gençlik Spor Kulüpleri Topluluk Derneği Bursa Merinos Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği 

Bursa Karagöz Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü Derneği 

Bursa Karagöz Hacivat Engelliler Bilim Kültür ve Dayanışma Derneği Öğretilebilir Çocukları Koruma Derneği, Ankara 

Yeşil Iğdır Engelliler Derneği, Iğdır 

Türkiye Körler Vakfı Trabzon Şubesi 

Ardahan Göle Engelliler Derneği 

DMD ile Mücadele Gönüllüleri Platformu 

Kütahya Engelliler Zafer Kulübü Derneği 

Bolu Köroğlu Engelsiz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Anadolu Lions Diyabet Teşhis Tedavi ve Eğitim Vakfı (ALDİVAK) Özürler Kültür ve Dayanışma Derneği, Ankara 

Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği Burdur İl Temsilciliği Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği Genel Merkez, Antalya Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği Alanya İlçe Temsilciliği  Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği Manavgat İlçe Temsilciliği  Hakkari Gençlik ve Engelliler Derneği 

Kırıkkale Görme Engelliler Derneği Genel Merkez 

Otizmli Çocuklar Derneği, Erzurum 

Üç Yıldız Körler Derneği, Kocaeli 

Türkiye Beyazay Derneği Erzurum Şubesi 

Anatolia Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

Başkent Engelliler Spor Kulübü Derneği, Ankara 

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi (İHD) 

Türkiye Spina Bifida Derneği 

Engelliler Konfederasyonu 

Bartın Otizmli ve Engelliler Destek Eğitim ve Dayanışma Derneği (BOEDDER) Türkiye Sakatlar Derneği Adana Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Afyon şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Akçakoca Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Aksaray Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Amasya Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Anadolu Yakası Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Ankara Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Antalya Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Avcılar Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Ayancık Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Aydın Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Bafra Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Bakırköy Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Bandırma Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Bitlis Temsilciliği

Türkiye Sakatlar Derneği Bodrum Temsilciliği

Türkiye Sakatlar Derneği Burhaniye Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Bursa Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Büyükçekmece Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Çanakkale Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Çerkezköy Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Çorlu Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Çorum Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Denizli Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Elazığ Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Emet Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Eskişehir Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Fethiye Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Gaziantep Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Gaziosmanpaşa Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Gönen Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Hatay Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği İstanbul Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Kapaklı Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Karabük Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Kastamonu Şubesi Türkiye Sakatlar Derneği Kırıkkale Temsilciliği Türkiye Sakatlar Derneği Kırklareli Şubesi Türkiye Sakatlar Derneği Konya Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Kütahya Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Mardin Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Mersin Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Milas Temsilciliği Türkiye Sakatlar Derneği Muğla Temsilciliği Türkiye Sakatlar Derneği Nevşehir Şubesi Türkiye Sakatlar Derneği Niğde Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Ordu Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Orhangazi Şubesi Türkiye Sakatlar Derneği Samsun Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Sinop Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Suluova Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Şile Temsilciliği Türkiye Sakatlar Derneği Tarsus Şubesi

Türkiye Sakatlar Derneği Tekirdağ Şubesi Türkiye Sakatlar Derneği Tokat Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Uşak Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Ünye Şubesi 

Türkiye Sakatlar Derneği Zonguldak Şubesi Batman Renkli Eller Otizm Derneği 

Lüleburgaz Engelliler Derneği 

Sorgun Engelliler Umut Derneği, Yozgat 

ALS-MNH Derneği 

SMA Hastalığı ile Mücadele Derneği 

Lotus Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü-Ankara  Pediatrik Rehabilitasyon Derneği 

Mübadele döneminde Bosna’dan Türkiye’ye göçen Bosnalı ailesinin son varisi Leyla, Osmanlı Paşası olan dedesinin yaptırdığı yalının müştemilatında, gözlerden uzak, tek başına adeta sürgün halinde bir hayat sürmektedir. Kendisini anneannesi büyütmüş ve annesi ve babasını hiç görmemiştir. Paşa dedenin ölümü ve herhangi bir gelir olmaması sebebiyle, yalı zamanla elden çıkarılır.  Yalının yeni sahipleri de Leyla’nın evine saygı duyarak yaşamlarını sürdürmektedirler ancak yalıyı son satın alan Ali Yekta Bey’in oğlu ve gelini Leyla’yı türlü katakulliler ile evinden çıkarmışlardır. Sudan çıkmış balığa dönen asilzade Leyla Hanım, durumu kabullenemezken çocukluğu yalı bahçesinde geçmiş olan torunu yaştaki Yusuf’un Cihangir’deki evine sığınır ancak ev Leyla’nın asla hayal edemeyeceği tarzdadır, böylece Leyla kendisinden çok farklı olan başka dünyaların varlığını da öğrenmiş olur. Yusuf’un kız arkadaşı Roxy, Leyla’yı evde istemediğini açıkça dile getirmektedir. Tüm bu durumlara rağmen gidecek yeri olmayan Leyla, ailesine duyduğu saygı gereği evini geri kazanmaya mecburdur. Ve olaylar bambaşka bir şekilde ilerlemeye başlar…

Yine sevilerek okunan bir Zülfü Livaneli romanı… O kadar sevildi ki aynı isimde bir tiyatro oyunu da sergilenerek Leyla’nın Evi akıllara yer etti.

”Kendine iyi gelmek” ne demektir? İnsan nasıl kendine iyi gelebilir? Özellikle zor koşullar yaşadığımız bu dönemde neler yapalım ve önce kendimize iyi gelelim, sonra başkalarına iyi şekilde dokunalım.

Gelişim Enstitüsü Kurucusu, eğitmen, koç, yazar ve gelişim lideri Yasemin Sungur kendimize iyi gelmemizi sağlayacak 7 adımı bizlerle paylaşıyor.

Gelişim Lideri Yasemin Sungur kendi deneyimlerinden, uzun yıllar sunduğu kurumsal ve bireysel eğitimlerden, kitap okuma sohbetlerinden ve en önemlisi yaşamın içinden biriktirdiği kendine iyi gelme adımlarını bizlere açıklıyor. Her koşulda kendine iyi gelme konusunda kullanabileceğimiz bu 7 proaktif adım, bizlere hayatın içinden önemli ipuçları aktarıyor.

Yasemin Sungur

1 )Kendine iyi gelmek için önce kendini tanımalısın:

Kendini iyi tanımak için ilk adım kendine neyin iyi geldiğini bilmektir. Bunun için kendinize küçük bir defter edinin. Defterin ilk sayfasına kendinizle ilgili iyi bildiğinizi düşündüğünüz özelliklerinizi yazmaya başlayın. Kendinize ”Ben neleri iyi yaparım, ben nelerde iyiyim, benim hangi yönlerim iyi?” Sorularını sorarak listenizi oluşturun. Bu küçük ama önemli çalışma kendimizi iyi bilmek için büyük değer taşıyor. Hatta aklınıza bir şey gelmiyorsa hayatı paylaştığınız kişilere çekinmeden sorun ve destek alın. Anneniz, babanız, kardeşiniz, çocuğunuz, eşiniz ve sevgilinize sorun. Alacağınız her cevabı not edin. Her biri çok değerli olacak. Kendinizi iyi bilmek, kendinizi iyi tanımak aslında kendinize iyi gelme çalışmasının en önemli adımlarından birisidir. Bu adımı çok iyi değerlendirin.

2) Kendinize iyi gelenlerin bir listesini yapın:

Bana neler iyi gelir, kendinize düzenli olarak sorun. Size iyi gelen bir renk, bir obje, bir içecek olabilir. Çevrenizde bulunduğunda size iyi gelecek ne varsa bunları listenize yazın. Doğaya çıkmak, doğayı gösteren bir resim, belki bir kitap, bir şarkı bunları belirleyin. Size nelerin iyi geldiğini ancak siz bilebilirsiniz. Düşünün ve hepsini not edin. Sabah uyandığınızdaki ritüeliniz, aynada kendinizi selamlamanız, nefes egzersizleriniz, kahvaltıda içtiğiniz çay…

Hayatın her alanında her koşulda, kaynaklarınızdan uzaklaşmadan size iyi gelen şeyleri fark etmeye çalışın. Tek tek yazın ve daha sonra bu listeye baktığınızda sizin için ne kadar önemli olduğunu lütfen fark edin. Listenizin sınırı yok. Her gün yeni eklemeler yapın, olabildiğince detaylandırın. Bu liste size sizi anlatacak unutmayın.

3) Düşüncenizi değerli hale getirecek bir sözü düşünün:

Değer yaratan sözler biriktirin. Her fırsatta ilginizi çeken önemli sözleri bir kenara yazın. Özel bir yazar, bir şair, bir fikir önderi, bir bilge, bir bilim adamının size iyi gelen sözlerini biriktirin.

Bu sözleri zaman zaman aklınıza getirip, hemen üzerinde düşünmeye başlayın. Size ne hissettirdiğini ve size nasıl iyi geldiğini değerlendirin. Bu düşünme deneyleri sizin zihninizi açacak ve hayata o sözün süzgecinden bakabileceksiniz. Bu durum sizde farkındalık yaratacak ve de konuştuğunuz her zaman değer yaratan sözleriniz ile fark yaratacaksınız.

4) İyi ve güzel anları hatırlayın:

Eğer günlük tutuyorsanız geri dönüp yazdıklarınıza ve yazdıklarınızın size hissettirdiklerine yoğunlaşın. Günlük tutun, tutmuyorsanız şimdi başlayın. Size iyi gelen anlar, güzel detayları not edin. Hem yazarken iyi hissedeceksiniz hem de daha sonra tekrar dönüp okuduğunuzda aynı hisleri tekrar yaşayacaksınız.

Fotoğraf albümlerinize geri dönün ve tek tek bakın, inceleyin. O anda ne olduğu değil, şimdiki anda size hissettirdikleri önemli. İyi hissetmeye odaklanın.

Müzik arşiviniz varsa onu inceleyin. Size iyi gelen şarkıları çalma listesi yapın. Dinleyin ve düşünün, hayal edin.

Bakın aslında tüm duyularınızı kullanarak kendinize iyi gelenleri seçiyorsunuz. Bunlar sizin kaynaklarınız, değerlendirebileceğiniz veriler oluyor. Hislerinizi o anda yeniden fark ediyorsunuz.

Bizi hayatta tutan, iletişim kurmamızı sağlayan beş duyumuzu uyanık tutuyoruz. Gözlemlerimizi ve düş gücümüzü geliştirmek için anılarımızdan faydalanıyoruz.

5) Bugün kendimi nasıl hissetmek istiyorum?

Kendinize bu soruyu sorun ve cevapları aramaya başlayın. Kendinizi gözlemleyin. Engellerinizi fark etmeye çalışın ve o engelleri kaldırmak için size gerekenleri araştırmaya başlayın.

Kendi hayatınızla ilgili seçimler yapmaya başlayın. Eğer bir şeyleri yapmakta zorlanıyorsanız, önünüzde bir engel var demektir. Bu engeli sadece siz kaldırabilirsiniz. Onun bir engel olduğuna da sadece siz karar verebilirsiniz. Çünkü hayatınızın en iyi şekilde yönetilmesinden sadece siz sorumlusunuz. Kendinizi hissetmek istediğiniz duruma da ancak siz getirebilirsiniz.

6) Kendi nefesinizi tanıyın:

Nefesinize sahip olmalısınız. İyilik için, iyi olmak için nefes alın. İyilikte ve dengede kalmak için bunu yapın. Kendinizi biraz sıkıntıda hissettiğinizde hemen oturun, sırtınızı yaslayın, ellerinizi iki yanınıza alın, kafanızı nasıl rahat ediyorsanız öyle bırakın. Rahat olduğunuz gerilmediğiniz bir pozisyonu bulun.

Burnunuzdan nefes alın ve burnunuzdan nefes verin. İstediğiniz kadar, istediğiniz süre bu şekilde nefes alıp vermeye devam edin. Kendinizi iyi hissedene kadar bunu yapmaya devam edin. Kendinizi sınırlandırmayın. Nefesi uzun ve sakince çekin içinize, içeri alın ve serbest bırakın tüm hücrelerinizden geçip ayağınızın bastığı zeminden toprağa kadar indiğini hissedin, sonra yeniden yukarı alın ve burnunuzdan dışarı verin. Sonra tekrar alın ve verin. Her sabah güne böyle başlamaya ne dersiniz?

7) Kendi gerçeklerinize inanın:

Gerçeklerinizi görün ve onlara inanın ve onlardan kaçmayın. Gerçeklerden korkup üstünü örtmeyin. Gerçekleri abartmayın, büyütmeyin, küçültmeyin ve de en önemlisi yok saymayın. Gerçekleri her zaman en gerçek algınızla görmeye çalışın. Gözünüzün gördüğü, algınızın hissettiği gibi gerçekleri kabul edin. Sezginize, algınıza güvenin. Farklı insanların görüşlerini de alın, ancak değerlendirmeyi kendiniz yapın. Seçim yine sizin olmalı.

Kendinize iyi gelmek için kendi hayatınızın merkezinde siz olun. Başkalarının hayatlarını kontrol etmeye çabalayarak kendinizi yormayın. Kendi seçtiklerinizle, kendi gerçeğinizle kendinize iyi gelin ve başkalarına da bu şekilde iyi gelmeye odaklanın.

17. Akbank Kısa Film Festivali kapsamında düzenlenecek olan Akbank Kısa Film Forum, Türkiye’de kısa film yapım olanaklarını arttırmayı, sinema sektörünün gelişimini desteklemeyi, yapımcı ve yönetmenlerin yeni filmlerine maddi ve manevi katkı sunarak üretimi teşvik etmeyi amaçlıyor. 24-25 Mart 2021 tarihleri arasında beşinci kez düzenlenecek olan Akbank Kısa Film Forum’da yapım desteği ödüllü bir kısa film senaryo yarışması gerçekleştirilecek.

Proje geliştirmeye yönelik etkinliklerin yanı sıra düzenlenecek olan senaryo yarışmasının

başvuruları www.akbanksanat.com internet adresi üzerindeki online başvuru formu aracılığıyla 25 Aralık 2020 tarihine kadar yapılabilecek.

Ön seçici kurulun yarışmaya katılan aday senaryolar arasından belirlediği sekiz senaryonun senaristlerinin, jüri üyelerine yapacakları 15’er dakikalık sunumun ardından belirlenecek olan en başarılı senaryo Akbank Sanat tarafından 5 bin TL ile ödüllendirilecek.

17. Akbank Kısa Film Festivali yarışması başvuru formları, Akbank Sanat ya da www.akbankkisafilmfestivali.com ile www.akbanksanat.com adreslerinden temin edilebilir.

   Tüm dünya ülkelerinin mücadele ettiği koronavirüs salgını insanların sağlığını, yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal yaşantısını oldukça etkiledi. Vaka sayılarındaki değişimler yeni kısıtlamaları gündeme getirirken, hastalığın getirdiği riskler sebebiyle tedirginlikler arttı. Bu süreçte kişilerin kendi bireysel dünyalarında pozitif kalabilmeleri ve kaygıyla baş edebilmeleri için Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş öneriler verdi.

    Yalnızca ülkemiz değil, tüm dünya ülkeleri Koronavirüs salgınına karşı bir çok adım attı ve önlemler aldı. Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni ve Sevgi Ötesi Enerji kitabının yazarı Sevgi Keleş bu süreçte pozitif kalabilmek için şu önerilerde bulundu: “Kolay olmayan bu süreci deneyimlerken fark etmemiz ve keşfetmemiz gereken bir çok konu var. İnsan bedeni stresi adrenalin olarak algılayabiliyor. Bu da kişinin bedeninde depolanmış bir enerji olarak kalıyor. Bedensel yapılacak egzersizler, enerjinin dengelemesi için güçlü katkılar sağlayabilir. Tedbirler kapsamında şu an en güvenli yer, evimiz. Evde yapacağımız aktivelere yoğunlaşmak bizleri destekleyecektir. Evde yapılabilecek sporlar, çocuklarımızla yapabileceğimiz aktiviteler dışında; mutfak dolaplarının düzenlemesini, kıyafet dolabının düzenlenmesini, çekmecelerin düzenlenmesini öneriyorum. Çünkü evrensel enerji dağınık duran, kullanılmayan, ihtiyaç olmayan her şeyin ağır bir enerjisi olduğu kanaatinde. Yaşamımıza daha fazla bolluk, yenilik ve yüksek enerji çekmek istiyorsak, işe dolaplardan ve çekmecelerden başlayabiliriz. Böylece hem bedende biriken enerjiyi atarken hem de bolluğu evimize davet edebiliriz.”

Bilinçlenmeli ve tedbirlere uymalıyız

Herkesin bilinçlenmesi, tedbirlere uyması ve farkındalığını yüksek tutması gereken bu dönemde mevcut kaygılar daha çok, kişinin kendi ve sevdiklerinin sağlığı, işlerinin akıbeti, özlenen eski hayatlara ne zaman dönülebileceği üzerinde yoğunlaşıyor. Sevgi Keleş bu süreç için: “Kaygılarımızı, stresimizi, enerjimizi ne kadar yapıcı şekilde yönetirsek o kadar bu süreçten daha az negatif alarak çıkarız. Burada bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri; kontrolümüzde olan şeylere müdahale edip değiştirebileceğimiz fakat kontrolümüzde olmayan şeyleri değiştirmeye çabalamanın herkes için yorucu ve hayal kırıklığına sebep olduğudur. Bunun bilinciyle odağımızı kontrol edebildiğimiz davranışlarımıza ve tedbirlere uyarak kendimize güvenli alanlar oluşturmaya yöneltmeliyiz.” dedi ve önerilerine şöyle devam etti:

     Süreç kişisel değil herkes için yorucu

Salgınla mücadele kişisel değil, dünya çapında yürütülen bir süreç. Bu dönemde geleceğe umutla bakmak ve insanların var oluşundan bu güne dek bir çok olumsuz koşulu aştığını, değişimlere ayak uydurduğunu, hastalıklara karşı kendini geliştirdiğini bilmek rahatlatıcıdır. Her durumun insanlar için bir öğreti olduğunun bilinciyle sahip olunan imkanların ve güzel anların değeri fark edilmeye çalışılmalı. Eskiden sıradan olan bir çok konuya özlemle bakılan bu günler; evde yarım kalan kitapları, işleri bitirerek, dinlenerek, alınan her nefesin kıymetini bilinerek geçirilmeli.

Kaygıyı azaltmaya yönelik evde yapılabilecekler

Yazı yazmak çok eski zamanlardan beri duyguları açığa çıkarma aracı olarak kullanılmıştır. Duyguları yazmak biriken negatif enerjinin akmasını sağlarken, olması istenen şeyleri yazmak kişileri rahatlatarak hedef belirlemeye itecek ve pozitif enerji verecektir.

Evlerin paylaşıldığı diğer canlılar olan saksı bitkileri ve varsa ev hayvanlarını yalnızca beslemek değil, onları doğalarını keşfederek incelemek, muazzam özelliklerini fark etmeye çalışmak kişileri anlık telaşlardan çıkarmaya yarayabilir.

Uzun süredir yaşanan salgınla beraber kişiler günlük telaşlı hayatlarında hayal kurmayı ve imgelemeyi bıraktılar. İmgelemek, zihni hayalleri gerçekleştirmek için harekete geçirir. Kişiler rahatlamak istedikleri zamanlarda hayatlarının olmasını istediği şekillerini imgeleyerek ve sağlıklı oldukları, sevdikleriyle beraber güvende olduklarına odaklanarak rahatlamaya çalışabilirler.

Sevgi Keleş önerilerine ek olarak “Kişilerin salgın süreci sonrasında kendilerini geliştirmiş ve daha güçlü hissetmeleri; bugünkü düşünce, inanç ve alışkanlıklarına bağlıdır.” diyerek her zamankinden daha pozitif olmamız gereken bu günlerde bilinçli olmaya ve tedbirlere uyum sağlamanın gerekliliğine dikkat çekti.

Doğum sonrasında meydana gelen deformasyonlar, hemen her annenin başlıca sorunları arasında yer alıyor. Doğum sonrası hangi estetik operasyonlar yapılabilir? Vücudunuzu eski formuna kavuşturabilir misiniz? Daha iyi görünmek için ameliyat seçenekleri hangileridir? Gibi sorulara Plastik Estetik ve Rekonstüktif Cerrahı Uzmanı Doçent Doktor Tayfun TÜRKASLAN cevap veriyor.

Hamilelikle birlikte vücuda bir dizi dış ve iç değişiklik gelir. Bazı kadınlar hamilelikten sonra da eskisi kadar iyi görünürken bazı kadınların vücutlarında deformasyonlar oluşmaktadır. Eğer hamilelik sonrası vücudunuzdan memnun değilseniz ve bir estetik operasyona ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, herhangi bir estetik operasyon uygulamadan önce çocuğunuzun doğumundan sonra en az altı ay bekleyin. Bazı doktorlar bir yıl beklemenin daha uygun olduğuna inanıyor. Sonunda, yaptırmak istediğiniz prosedür, ne kadar beklemeniz gerektiğinin arkasındaki belirleyici faktörlerden biri olacaktır. Kadınların bebek sahibi olduktan sonra odaklandıkları dört ana alan vardır: Göğüsler, karın, aşk tutamacı, iç dudaklar ve vajina. Doğum sonrası deformasyon oluşan hemen her doku üzerinde estetik operasyonlar gerçekleşebiliyor.

 

Tabii bu noktada bir hususun altı çizilmelidir. Neredeyse hiçbir estetik cerrahi operasyonu, doğumdan çok kısa bir süre sonra yapılmaz. Öncelikle emziren annenin korunması esastır ki, doğum sonrası doğal toparlanma süreci de beklenmelidir. Biz hekimler, bu konuda karar verebilmek için muayeneyi uygun buluyoruz. Kişinin durumuna göre karar vermek, en doğru yöntem olarak kabul görüyor.

Gebelik süreci ve doğrum sonrasında vücutta meydana gelen deformasyonların giderilmesi için birçok farklı uygumla gerçekleştiriliyor. Bunlara uygulama alanlarına göre maddeler halinde değinelim.

Göğüsler

Hamilelikten sonra meme büyütmeyi düşünmeden önce beklemenin önemine dair birkaç önemli husus vardır. Göğüsleriniz doğumdan birkaç ay sonra değişecektir. Emzirmeye karar verdiyseniz, emzirmeyi bırakana kadar değişiklikler devam edecektir. Deri ve meme dokusu stabilize olana kadar meme ameliyatı tavsiye edilmez.

Zaman çizelgesi: Emzirmeden üç ila altı ay sonra veya emzirmiyorsanız doğumdan üç ila altı ay sonra.

Karın

Doğum sonrası altı ayda, karnınızın derisinde ve yağında meydana gelen değişiklikler olabilir. 6 aydan kısa zamanda yapılan liposuction veya karın germe erken olabilir. Cildinize bağlı olarak, cildiniz üç ila sekiz ay arasında değişim gösterecek ve tam olarak sabitlenmesi gerçekleşecektir.

Zaman çizelgesi: Karnın gebeliğin etkilerini tersine çevirmesi bir yıla kadar sürebilir ve bir yıl içindeki gebelikler için daha da uzun sürebilir.

Bel Simidi

Dalgalanan hormonlar, hamilelik olmadan bile yağ kaybını ve yağ kazanımını etkileyebilir. Sadece regl dönemindeyken vücudunuzun nasıl değiştiğini düşünün ki bu dalgalanmaların hamilelik sırasında ve doğum sonrası dönemde ne kadar dramatik olduğunu bir düşünün. Buna emzirme ile ilgili hormon değişimlerini de ekleyin. Hamilelikten sonra hormonların normale dönmesi bir yılı bulabilir.

Zaman çizelgesi: Liposuction, bir yıl dolmadan yapılabilir, ancak fazlalıkları gidermek için kendinize biraz zaman verin, özellikle de bel simitleri sizin için yeni bir kilo alınan bölge ise. En iyi çözüm, ameliyattan tamamen kaçınmak için ilk olarak hamilelik sırasında aşırı kilo alımından kaçınmaktır.

Vajina

Vajina genişlemesi, çocuk doğurmanın olası sonuçlarından bazılarıdır. Bu başınıza geldiyse, mide ve göğüslerde olduğu gibi, bebek doğurduktan sonra bu bölgelerin alışması için biraz zaman geçmesi gerekmektedir. Vajinanızın vajinal doğum öncesi olduğundan daha gevşek olduğunu düşünüyorsanız ve cinsel yaşamınızı etkiliyorsa, vajinoplasti bir olasılıktır, ancak doğumdan en az altı ay sonra yapılmalıdır. Daha fazla çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız, tüm çocuk doğurma işlemi bitene kadar beklemek akıllıca olabilir. Sonra yine, eğer vajina çok gevşekse, artık çocuk doğurmayacağını düşünüyorsanız bu operasyonlar iyi bir seçenek olabilir.

Vajinal dudaklarda ise bunlar doğumdan sonra küçülecektir. Uzamış vajinal dudaklar, bazı kadınlarda ergenlik çağından sonra olduğu için her zaman hamileliğin bir sonucu değildir. Cinsel ilişki, egzersiz veya giyim tarzınızı engellediğini fark ederseniz, labioplasti sizin için ameliyat olabilir.

Zaman çizelgesi: Vücudun hamilelikten sonra bu prosedürleri düşünmeden önce – en az altı ay – alışması için zamana ihtiyacı vardır.

Önemli Not:

Estetik ameliyattan önce en az altı ay beklemeniz gerekmektedir. Kişisel olarak hiçbir kadına doğum sırasında ve hatta kısa bir süre sonra estetik cerrahi işlemlerini düşünmesini önermiyoruz. En az altı ay sürecek olan mide, göğüs ve diğer alanların dokusunun küçülüp yeniden yerleşmesini beklemelisiniz.

Çoğu cerrah, kadınların vücutlarının doğal olarak şekle girmesi için zamana sahip olmasını sağlamak için doğumdan sonraki ilk altı ayda kadınları ameliyat etmeyecektir. Başta da belirttiğim gibi; doğal süreç beklenmeli ve daha doğru karar vermek için vücudun kendi şeklini alması sağlanmalıdır.

Çok önemli bir bilgi olarak, estetik cerrahlar dışında hiç kimseye itibar etmemeniz notunu eklemek gerekir. Estetisyenler, doğal terapi yapan güzel merkezleri, cerrahi yapamaz. Bunun tek yetkili uygulayıcısı; tıp doktorlarıdır. En doğru bilgiyi almak ve doğru sonuca ulaşmak için hekiminiz ile görüşünüz.

   Yeni bir yıla girmek tüm dünyada insanlar için yeni hayal ve umutları ifade eder. Eski yılın bitip, yeni yılın başladığı geçiş dönemi sevginin, heyecanın, tutkunun rengi olan kırmızı ile özdeşleşmiştir. Kutlamalar sırasında dış mekan ve iç mekanlarda, dekoratif objelerde, giyimde kırmızı renge bolca yer verilir. Renkler üzerine uzmanlığı olan İç Mimar Özlem Algül kırmızı rengin yılbaşı dekorasyonunda kullanımına dair önerilerde bulundu.

   Renkler kullanıldıkları mekanı estetik ve anlamsal olarak değiştirir, mekanlarda yaşayan tüm canlıların psikolojilerini de etkiler. Her rengin uyandırdığı bir etki vardır. İç mekanlarda kullanılacak renkler seçilirken mimari yapıya, mekanın büyüklüğüne, kullanım amacına ve aldığı ışık miktarına bakılarak karar verilmelidir.

2021 yılı, dünya için zor geçen bir yılın ardından içerisinde yeni umutlar ve heyecanlar barındırıyor. Kırmızı ise tutkunun ve yeni dileklerin rengi olarak kış mevsiminde ve yılbaşı dekorasyonlarında sıkça kullanılır. Kırmızı; şömine ateşinin, ailece yenen yılbaşı yemeğindeki peçetenin, şamdandaki mumun rengidir. İçtenlikle alınan hediye paketinin, ağaçtaki kürenin, kutlama için giyilen elbisenin, sevgiliye alınan atkının rengidir. Kırmızı her yeni yılda coşku ve ihtişam getirir.

Yeni bir yıla girerken yaşam alanlarında kırmızının güçlü etkilerini hissedebilmek için; Tutadojora Mimarlık markasının kurucusu İç Mimar Özlem Algül’ün kırmızı rengi kullanım önerileri:

 

Yeniliklere kapı açın

Kapılar yeniyi davet eden sözcüklerin başında gelir. Dilimizde “yeni kapılar açmak” deyimi başlangıç, girişimleri, atılımları, yenilikleri özdeşleştiren bir kalıptır. 2020’yi geride bırakırken, evlerin yeniyi davet eden kapılarına içerideki yeni yıl coşkusunu fısıldayan kırmızılı kapı süsleri asılabilir.

Yılbaşı yemek masalarının vazgeçilmez rengi: kırmızı

Yemek masaları paylaşımın ve muhabbetin yeridir, 2021’e girerken insanların yeni dileklerde bulunma ve bir önceki yılın anılarına veda etme amacıyla buluşma noktasıdır. Yılbaşı akşamı kurulan masalarda kırmızı renkli peçetelere, mumlara, çiçeklere yer verilebilir. Enerji, umut ve heyecanın rengi kırmızı paylaşımlara da renk katar.

Kırmızı harekete geçirir

Boyamak renk değiştirmenin en kolay yoludur evde bir kütüphane var ise, bir rafın arka yüzü kırmızıya boyanabilir. Okumakta ertelenen kitaplar buraya yerleştirilebilir ve kırmızı rengin etkisi kişileri bu kitapları okumaya teşvik eder.

Kokina çiçeği yılbaşında iç mekan dizaynının tamamlayıcısı

Aralık ayı başları itibariyle çiçekçilerde görmeye başladığımız kokina çiçeğini çoğu kişi yılbaşı çiçeği olarak bilir. İsmini Yunanca kırmızı demek olan kokino kelimesinden alan bu çiçek demetler halinde satın alınabilir. Yılbaşı sofralarında, peçete halkalarında, uzun vazolarda ve kapı süslerinde kullanılabilir.

Tutkunun rengi kırmızı dekoratif objelerde

İnsanların sevdikleri için aldığı hediyeleri koyduğu alanlarda ve hazırlanan yılbaşı ağaçlarında yanıp sönen ışıklarla kırmızı renk dahil edilebilir. Cam küreler, güzel anıları hatırlatan fotoğraflar ile ağaçlar süslenebilir.

Sıcaklığın Rengi Kırmızı Tekstil ürünlerinde

Kırmızı bize ısınma, sıcaklık duygusunu verir . Kırmızı rengi battaniyede, yaslanırken arkamıza aldığımız yastığın kılıfında, o davetkar yemek masasının örtüsünde kullanmak yaşam alanlarına sıcaklık verecektir.

Tüm dünyayı saran Covid- 19 ile birlikte bir süredir cerrahi maske kullanmakla beraber kış aylarının sert rüzgarı cildimizi yıpratmaya başladı. Soğuk havayla birlikte cildin kuruduğunu ve cerrahi maskelerle birlikte birçok cilt probleminin ortaya çıktığını dile getiren uzmanlar cilt bakım temizliğine daha da dikkat edilmesi konusunda uyarıyor. Bu kapsamda bir saat içinde cilt bakımını yapan ve dünyaca ünlü yıldızların tercih ettiği Hollywood Bakımı ile ölü derilere veda etmenin vakti geldi.

Cildin sağlıklı ve güzel görünmesi için öncelikle temizliğe ve nemlendirmesine dikkat edilmesi gerekiyor. Kadın veya erkek fark etmeden her cilt tipine göre değişiklik gösteren ve cildin ihtiyacına uygun bir şekilde uygulanması gereken Hollywood Bakımı ise son zamanlarda oldukça ilgi görüyor. Cildinizin tüm ihtiyaçlarını kombine bir şekilde gerçekleştiren medikal bakım işlemi sağlayan Hollywood Bakımının özellikle soğuk havaların etkisi ve kullandığımız maskelerden dolayı ortaya çıkan cilt rahatsızlıklarına da iyi geldiğini dile getiren Uzman Estetisyen Nimet Aycan ‘’Özellikle mevsim geçişlerinde cilt bariyerimiz fazlasıyla etkileniyor buna ek olarak kullandığımız maskeler özellikle hassas ciltlerde kızarmalara, sivilcelenmelere neden olabiliyor. Bunların yanı sıra cilt bakımına önem veren bireyler Hollywood Bakımı ile cilt ihtiyacının hepsini tek seferde karşılıyor. Tüm kadınlar lekesiz, pürüzsüz, nemli bir cilde sahip olmak istiyor. Bunun için öncelikle cilt temizliğine önem verilmesi gerekiyor’’ ifadelerinde bulundu.

Pürüzsüz Bir Cilde Sahip Olmak Mümkün

Cildi temiz tutmak ve derinlemesine temizlemek, pürüzsüz bir cildin kaçınılmaz yolu olarak biliniyor. Sağlıklı ve pürüzsüz bir görünüme sahip olmak için belli rutinlerin düzenli bir şekilde uygulanması gerektiğini belirten Aycan ‘’ Her cilt tipi için uygulanan bu bakıma başlamadan önce ciltteki ölü derinin derinlemesine temizlenmesi gerekiyor. Bu sırada vakum sistemiyle temizlik uygulaması yapılıyor. Ardından tek seansta uygulanan birçok teknik ile tüm cilt bakımınız yapılıyor. Özellikle lekeli ciltlerde iyi sonuçlar alıyoruz. Kan dolaşımı hızlandırarak ince çizgileri açıyoruz ve çok etkili sonuçlar alıyoruz. Bu bakımlar yapılırken cilt yapısı bozulmamalı, bu yüzden kişilerin gidecekleri merkezlerde uzman kişiler tarafından uygulama yaptırmalarını tavsiye ediyorum’’ dedi.

Uzman Estetisyen Nimet Aycan

Faydaları Saymakla Bitmiyor

Hollywood Bakımı, birçok cilt problemlerine çare olurken faydaları da saymakla bitmiyor. Bu bakımın acısız, ağrısız ve birçok probleme çözüm yolu olduğunu dile getiren Aycan ‘’ Hollywood bakımı cildi yağdan, siyah noktalardan arınmasını sağlar. Cildin alt katmanlarına verilen serumlar ile akne-sivilce bakımını, tıkalı gözenek bakımını yaparken ciltteki ince çizgilere ve kırışıklıklara da etki eder. Böylelikle ciltteki renk tonu da eşitlenerek cildin, kaybettiği nem ve esneklik geri kazandırılarak canlı, pürüzsüz bir görünüme sahip olunur. Kadın erkek fark etmeden her kişiye uygulanabiliyor ve gözle görülür sonuçlar elde ediyoruz’’ dedi.