Yazar

womanlogy

Yazılar

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Pınar Kadiroğulları gündemde çok sık duyulmasa da aslında pek çok kadın tarafından çokça tercih edilen genital estetik konusunu her yönüyle ele alarak Womanlogy okurları ile paylaştı :

“Günümüzde değişen hayat şartları, insanların öz bakımında ve benlik algısında gelişim ve kendilerine daha da dikkat etmeleri sonucu estetik ameliyatlar oldukça önem kazanmıştır. En çok burun, meme ya da yağ aldırma gibi operasyonlar biliniyor olsa da aslında genital estetik herkesin merak ettiği bir alandır. Her yaş grubunda karşımıza çıkan bu problemler hastanın utanma, muayene olamama, paylaşamama, yeterli bilgiye sahip olmama ve bir çözümü olacağını düşünememesi yüzünden çok fazla gündeme gelmiş bir konu değildir.
Günümüz modern kadını güzelliğine, bakımına ve cinsel hayatına son derece önem vermekte, rahatlıkla estetik cerrahi ameliyatlara başvurmaktadır. Buna paralel olarak genital estetik ameliyatlarında da artış görülmektedir. Genital estetik, vajinada oluşan ya da önceden var olan şekil bozuklukları kadınların ikili ilişkilerinde mutsuzluğa neden olabilir. Özellikle normal yolla doğum yapan kadınlarda oluşan vajinal sarkma, dudak yapısında bozulma, vajinada genişleme gibi deformasyonlar cinsel yönden isteksizlik ve tatminsizlik yaratabilir. Vajinal genişlik hissi, buna bağlı eşini mutlu edemediği düşüncesi veya dış genital organların asimetri, sarkıklık gibi şekil olarak rahatsız edici olması kadını mutsuz ve huzursuz etmektedir. Bu durum eşi ile yeterince yakınlaşmasına engel olmakta ve cinsel hayatta sorunlar yaşamasına sebep olmaktadır.
Cinsel hayatta yaşanan problemlerin çiftlerin ilişkisine büyük oranda yansıdığı evlilikleri bitme noktasına getirdiği bilinen bir gerçektir. Kadının cinsel kimliğinin zayıflaması, özgüven eksiliği ve cinsel işlev bozuklukları ile beraber ortaya çıkan bu sorunlar, genital estetik sayesinde hem fiziksel hem de psikolojik olarak tedavi imkanı sunmaktadır. Bu sebeple doktora başvurmaktan çekinmeyin! Eğer cinsel hayatınızda performansınızın eskisi gibi olmadığını ve bunun sebebinin vajinal bolluk, sarkıklık ya da genital dış görüntüye bağlı özgüvensizlik olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir kadın doğum hekimine başvurunuz.
Zaman zaman genital estetik yaptırmak için başvuran kadınlarda hikaye irdelendiğinde; özellikle eşi ile arası iyi değilse, aldatılmışsa ve buna bağlı kendini suçlama gibi bir duygu durumu mevcut ise, tamamen normal genital organlara ve görünüme sahip oldukları halde bunun aksini düşünen ya da eşleri tarafından bu düşünceye yönlendirilen hastalara da sık rastlamaktayız. Bu tip düşüncelere kapılmadan önce mutlaka bir jinekoloğa başvurun ve gerçekten bir probleminiz olup olmadığını öğrenin. Bırakın doktorunuz buna karar versin.

Genital bölgede oluşan bozuklukların nedeni nedir?

  • Travmalar
  • Genetik faktörler
  • Doğum sayısının fazla olması
  • İleri yaş
  • Doğum sırasında oluşan yırtıklar

Genital estetik ameliyat gerektiren durumlar nelerdir?

  • Doğum sırasında yapılan oluşan yırtıklar ve bunların kötü iyileşmesi,
  • Doğum sonrası fazla atılan dikişler,
  • İleri yaş ile beraber vajen yapısının ve dokusunun değişmesi,
  • İri bebek doğurmak,
  • Mastürbasyon sıklığı ve yanlış yapılan tatmin yöntemleri,
  • Cinsel birleşme sıklığı,
  • Doğumsal olarak vajinada olan şekil bozuklukları.

Genital Estetik Hakkında Bilinmesi Gerekenler:
Genital estetik ameliyatları evli, bekar, doğum yapmış ya da yapmamış, bakire olan veya olmayan tüm kadınlarda güvenle yapılan ameliyatlardandır. Genital organların olgunlaşması ve gelişimini tamamlaması 20 yaş civarında olmaktadır. Bu sebeple genital estetik ameliyatlar 20 yaşından önce yapılmamalıdır. 20 yaşından sonra her yaşta yapılabilir, üst yaş sınırı yoktur. Kadının ihtiyaç duyduğu her an yapılabilir. Genital estetik ameliyatlar başka ameliyatlarla aynı seansta yapılabilir.
Labioplasti (dudak küçültme) ameliyatlarının bakirelere yapılmasında hiçbir sakınca yoktur. Genellikle genç kızlarda asimetri görülebilmektedir. Kızlık zarı iç dudaklardan 3 – 4 cm içeride olduğu için ameliyat kızlık zarına asla zarar vermez. Kadının hamile kalmasına, normal doğum yapmasına da engel değildir. Doğum yapmış ya da yapmamış kadınlara da cinsel hazzı arttırmak amaçlı vajina daraltıcı ameliyatlar yapılabilir.
Daha önce vajina daraltıcı ameliyat geçirmiş doğum yapmak isteyen anne adaylarına sezaryenle doğum yapması önerilir. Normal doğum yapan kişilerde vajina tekrar genişleyebilir, ikinci bir ameliyata ihtiyaç duyulur. Bu nedenle normal doğum tavsiye edilmez. Genital estetik ameliyat yaptırmış kadınların özgüvenleri artmakta, ilişkide daha rahat oldukları için ilişkiden haz alma artışı olmakta ve buna paralel orgazm sayıları artarken daha kolay orgazm oldukları bilinmektedir.
Ameliyatlarda kendinden eriyen dikişler kullanıldığı için ameliyat sonrası iz kalmaz. Dikiş aldırmaya gerek yoktur. Siz söylemedikçe kimse ameliyat olduğunuzu anlamaz. Bu tip ameliyatlar, hamile kalmanız, doğum yapmanız açısından herhangi bir riski taşımaz. Her cerrahi operasyonda karşılaşılabilen kanama, enfeksiyon ya da ödem bu ameliyatlarda da olabilir. Fakat hijyene dikkat edildiği, gerekli bakım yapıldığı takdirde son derece nadirdir. Yara iyileşmesi 4 – 6 hafta arasında olacağından hiçbir iz kalmaması ve ameliyat olduğunuzun anlaşılmaması için evlenmeden 2 ay önce genital estetik ameliyatı yaptırmanız önerilir. Yara iyileşmeniz tamamlanana kadar cinsel ilişki kısıtlanır. Bu yaklaşık 40 gün kadar bir süredir.

Hayat hızla akıp giderken hayallerimizi gerçekleştirmek yerine kendimizi kuralların içine hapsederek çoğu zaman kendimizden bile uzaklaşırız. Bu süreçte hayatın hızla akıp gittiğinin yanı sıra ömrümüzün de aynı hızla geçtiğini hesaba katmaya bile vaktimiz olmaz bazen. Şöyle bir durup düşündüğünüzde elde etmeye girişme cesareti bile göstermediğimiz ne çok şey var hayatta! Sebebi belli; hayallerimizi öteliyor, bazen olmayacağına inanıyor ve bazen de sonraya bırakıyoruz. Peki ya hep sözü geçen, meşhur “sonra” yoksa?

İlham Veren Kadınlar’da bu kez yaşına ve hastalığına aldırmadan, hayallerinin peşinde hızlıca koşan, belki her kadının isteyip de ertelediği bir hayat yaşamayı prensip edinmiş 90 yaşındaki Norma’nın ilham veren o şahane hikayesi sizlerle :

Evet yanlış okumadınız Norma 90 yaşındaydı ve çok sevdiği, 67 yıllık eşi Leo’nun ölümünden sadece 2 gün sonra rahim kanseri olduğu haberini aldı. Çoğu insanı hayata küstürecek bu üzüntülü haber, Norma için bir dönüm noktası oldu ve o hayata küsmek yerine eşi ile beraber kurdukları hayallerinin peşinden koştu: Bir dünya turuna çıktı!

Doktorların tedavi olması gerektiğini belirten Norma belli ki hastanede kalan ömrünü geçirmek istemiyordu. Bunun için seyahat etmeyi yaşam felsefesi haline getirmiş olan oğlu Tim ve gelini Ramie ve köpekleri Ringo’ya katıldı. Tedavi olsa da hayatta kalacağının garantisi yoktu ve o bu şekilde en azından kalan ömrünü keyfince yaşamış oldu.

 

Dünya turunda yeni lezzetler denedi, eğlendi ve ölen eşi ile yapmak istedikleri hayalleri gerçekleştirmenin gönül rahatlığıyla tam 1 sene sonra hayata gözlerini yumdu. Geriye keyifle geçirdiği güzel anlar ve bizlere ilham veren hikayesi kaldı.

Sevgili Norma, sen ve senin gibi kadınların hepimize ışık saçması dileğimizle…

Kendisi ile ilgili tüm fotoğraf ve içeriklere @drivingmissnorma kullanıcı adlı facebook hesabından ve www.missnorma.com adlı web sitesinden erişebilirsiniz.

 

Sling, annelerin kendi üstlerine bağladıkları, bazılarının deyimiyle bebeğini giydikleri esnek kumaştan yapılmış bebek taşıma aparatıdır. Sling aynı zamanda bebekler yeni doğduktan sonra kendilerini anne karnında gibi hissettikleri tek yerdir. Doğumdan sonraki ilk 3 ay bir çok doktor için 4. trimester olarak adlandırılır. Bebek bir süre daha gelişimini tamamlamak için anne karnındaymış gibi hissetmek ister ve dar bir alanda, sıcak şekilde sarmalanmak çok hoşuna gider. Anne ve bebeğin birbirine yapışık durmasını sağlayan sling (farklı şekilleri ve kumaşlardan yapılmış olanları da var) hem annenin ellerini rahatça kullanmasını sağlar hem de bebeğe istediği güvenli ortamı sunar.

Slingin bağlanması bir çok kişi için zordur. Konuyu uluslararası babywearing okullarından sertifikalı Babywearing Danışmanı Ceylan Fidan’a danıştık. Kendisi Womanlogy anneleri için “Sling nasıl bağlanmalıdır? ” adlı bir video hazırladı :

Kullanım şekli çok eski zamanlardan günümüze kadar değişmeyen sling, dünyanın her yerindeki anneler ve bebekleri tarafından severek kullanılıyor. İşte sling kullanımının faydaları:

  • Güvenli bağlanmanın kurulmasına yardımcı olur.
  • Kolik bebeklerde sakinleşmeyi sağlar.
  • Gaz sancılarını hafifletir.
  • Bebeğin kendini güvende hissetmesini sağlar. Bu da beyin gelişimi için olumlu bir etki oluşturur.
  • Annenin ellerini rahatça kullanmasını sağlar.
  • Bebeği taşımak anne açısından kolay ve ergonomiktir.
  • Emzirmek sling içerisinde de mümkündür.
  • Sling içerisinde bebeğin duruş pozisyonu M veya kurbağa pozisyonu şeklindendir. Bu yenidoğan dönemi için en rahat ve sağlıklı duruş pozisyonudur.
  • Sling katlanabilir olması açısından kullanılmadığında da çanta içinde taşınması kolaydır.
  • Yıkanabilir ve yeniden kullanıma uygundur.

Babywearing Danışmanı Ceylan Fidan’ı takip etmek ve konuyla ilgili farklı bilgiler de edinmek isterseniz siz de instagram üzerinden “bebeginigiyenlerkulubu” hesabını, facebook üzerinden ise “Bebeğini Giyenler Kulübü” hesabını takip edebilirsiniz.

Sevgiler

 

 

İş başvurusu yaparken sizi karşınızdaki firma yetkilisine tanıtan ilk materyal özgeçmişinizdir. Temsilciniz olarak da kabul edebileceğiniz özgeçmişiniz, kısa adıyla Cv’niz, size mülakat daveti için bir anahtar görevi gördüğünden çok önemlidir. Bu nedenle eksiksiz ve net bir ifade tarzı ile sunulmuş olmasına dikkat etmelisiniz.

Gelelim özgeçmişinizde mutlaka olması gereken bilgilere:

  • Fotoğraf : Gelişmiş ülkelerde fotoğraf, medeni durum gibi bazı bilgiler artık sorulmasa da, Türkiye’de hala fotoğraf önemini koruyor. Fotoğrafsız özgeçmişler özgüvensiz kişileri çağrıştırmakta. Doğru veya yanlış o kısım hakkında yorumu size bırakıyoruz, ancak iş arama sürecindeyseniz sizi iyi ifade eden bir fotoğraf seçmelisiniz. Fotoğrafınız boydan, dekolteli, güneş gözlüklü, şapkalı veya yan profilden olmamalı. Ön profilden, yüzünüzün net gözüktüğü, sempatik bir yüz ifadenizin olduğu bir profil fotoğrafı doğru seçim olacaktır.
  • Adres : Çoğu kişi ev adresini paylaşmak istemeyebilir. Adresinizde kapı numaranıza kadar belirtmeniz değil, eğer büyük bir şehirdeyseniz oturduğunuz semt önem taşımaktadır. Bunun sebebi iş yerine ulaşım sorununuzun veya başvurduğunuz iş yerinin ,varsa,  servis güzergahında olup olmadığınızın anlaşılmasıdır.
  • Doğum Tarihi : Başvurduğunuz firmanın yaş kriteri araması bazı pozisyonlar için önem teşkil edebilir. Bu her firmaya göre değişebilen bir durumdur. Tecrübenizle yaşınızın orantısını önemseyen firmalar olabilmektedir. Gün, ay, yıl şeklinde olmasa da doğum yılınız önem taşımaktadır.
  • Eğitim Durumunuz ve Sertifikalarınız : Eğitim durumunuz ve sertifikalarınız pek çok iş için önem teşkil eder. Bu kritik konular hakkında yanlış bilgiler vermemeniz gerekir çünkü işe başladığınız zaman anlaşılabilir. Sertifikalarınız, başvurduğunuz iş açısından oldukça önemlidir, eksiksiz belirtmenizde fayda olacaktır.
  • İş Deneyimleri : Daha önceki iş yerlerinizdeki görevlerinizi anlatırken detaylardan bahsetmeniz sizin için artı puan niteliğindedir. Etkileyici olması açısından size bağlı çalışan ekip sayısı, sorumluluklarınız, görev tanımınız ve bahsi geçen iş hakkındaki varsa başarılarınız/ ödülleriniz mutlaka belirtilmelidir. Mümkünse iş deneyimlerini anlatırken ayrılma sebeplerinizi 1-2 kelime ile belirtmeye çalışınız, örneğin evlilik, kariyer hedefi, firma iflası gibi.
  • Yetkinlikler : Sizi görevinizde öne çıkaran ve başarılı olmanızı sağlayan özellikleriniz neler? Sonuç odaklılık, iletişim yeteneği, içsel motivasyon, pozitif düşünme, photoshop bilgisi, outlook kullanımı gibi nicel ve nitel pek çok yetkinliğiniz elbette bulunuyor. Şimdi bunları toparlayıp özgeçmişizde belirtme zamanı!
  • Kariyer Hedefi : Önemli noktalardan biri de kariyer hedefinizdir. İşveren temsilcisi işe almak isteyeceği kişinin gelecekteki hedefini bilmek ister, böylece belki bölüm müdürü ile beraber kendisi de sizin için bir kariyer hedefi çizecektir. Kısa vadede ve uzun vadede olarak iki ayrı kariyer hedefi belirtebilirsiniz.
  • Referanslar : Referanslar özgeçmişinizin en sonunda yer alan ve başvuru yaptığınız firma yetkilisi tarafından istenildiğinde arayıp sizin hakkınızda bilgi alabileceği kişilerdir. Maksimum 3 kişi belirtmeniz yeterlidir. Kişilere kendilerini belirttiğinizi mutlaka önceden bildirmelisiniz, aksi takdirde telefon geldiğinde şaşırabilir veya telefonu açmayabilirler. Ayrıca referansların,iş çevrenizden olması çok önemlidir, aile bireylerini veya samimi arkadaşlarınızı referans olarak belirtmemelisiniz. Sizinle daha önceden beraber çalışmış astınız, üstünüz veya ekip arkadaşınız referans olabilir. Eğer daha önce iş veya staj deneyiminiz yoksa bir öğretmeninizi de referans olarak belirtebilirsiniz.

Önemli Notlar: 

Başvurduğunuz pozisyon mimarlık, grafikerlik, fotoğrafçılık gibi geçmiş çalışmalarınızı sunabileceğiniz bir pozisyonsa kendinize bir portfolyo hazırlamanız ve başvuru aşamasında cv’nize ek olarak veya mail ortamında sunmanız önemlidir.

Öz geçmişinizdeki eğitim ve iş deneyimlerini sondan başa doğru aktarmanız daha doğru olacaktır. Yani en son hangi iş yerinde çalıştığınızdan başlayarak ilk iş deneyiminize doğru bir sıralama yapmalısınız. Eğitim bilgileri için de aynı kural geçerlidir.

Özgeçmişiniz çok uzun olmamalıdır. Okuyan kişiyi sıkmamasına özen göstermelisiniz bu sebepten özellikle iş deneyimlerinizi anlatırken kısa ve öz anlatmaya gayret etmelisiniz. Daha detaylı bilgileri zaten görüşmeye gittiğinizde aktaracaksınız.

Eğer mail yoluyla iletecekseniz özgeçmişiniz word gibi kolay açılabilen bir formatta olmalıdır. Özgeçmişinize ulaşılabilecek bir link paylaşmamalısınız.

Özgeçmişinizin ismi önemlidir. Dosya adını adınız ve soyadınız olarak düzenlemelisiniz. Alakasız isimler hoş durmayacaktır.

E-mail adresinizin resmi olmasına özen göstermelisiniz. Size ait olmayan veya isminizin geçmediği, lakabınızın geçtiği e-mail adreslerini iş ortamında kullanmamalısınız.

Size ait olan bir web sitesi, linkedin gibi iş odaklı hesapların kullanıcı adlarını ve isimlerini özgeçmişinizde belirtebilirsiniz.

2014’de kurulan 2018’de Felis Ödülleri’nden 3 ödülle dönen Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı müşteri portföyünü ve sosyal sorumluluk projelerini günden günde artırmaya devam ediyor. Önce sağlık sektöründe PR çalışmalarına başlayan ardından birçok farklı sektörde faaliyet gösteren marka ve kişilere desteğini sürdüren Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nın, müşteri portföyünde ise Canped, Santa Farma, GEN ve Fresenius Medical Care gibi büyük markalar bulunuyor.

Önce sağlık sektöründe başlayan ardından birçok alanda iletişim danışmanlığı hizmeti vermeyi sürdüren Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı, 2014 yılından beri müşteri portföyünü günden güne genişletmeyi sürdürüyor. Birçok farklı sektörde faaliyet gösteren markaya medya iletişimi, lider iletişimi, kurumsal iletişim, kriz iletişimi, dijital iletişimi, sponsorluk ve event iletişimi, pazarlama iletişimi, konu ve gündem yönetimi, influencer marketing, kurumsal sosyal sorumluluk yönetimi ve kamu
ilişkileri gibi alanlarda hizmet veren Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nın müşteri portföyünde ise Canped, Santa Farma, GEN ve Fresenius Medical Care gibi büyük markaları bulunduruyor.

2019-2020 yeni projelerin yılı oldu

2019 ve 2020’de projelerini hız kesmeden sürdüren Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı, Canped’in Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü projesinin yanı sıra 4 yeni projeyi daha hayata geçirdi. Santa Farma’nın destekleriyle Hepatit B farkındalığı için “Hayata Sarı Not Bırak” ve Alzheimer için “Unutma Seni-Yaşanmışlığın Kokusu”, Fresenius Medical Care’in desteğiyle ise Lösemi konusunda “Lösemi ise Bir Çaresi Var” ve GEN’in koşulsuz desteğiyle de “Nadir-X” projeleriyle büyük ses getirmeye devam ediyor.

Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nın Hepatit B hastalığına farkındalık amacıyla ViralHepatit ile Savaşım Derneği ve Santa Farma’nın koşulsuz desteği ile Hayata Sarı Not Bırak projesi Felis’ten başarı ödülü alırken toplamda 4.5 milyon kişiye erişti.

Lösemi ise Bir Çaresi Var farkındalık projesi Türkiye sınırlarını aştı!

Fresenius Medical Care’in koşulsuz katkılarıyla Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği’nin öncülüğünde “Lösemi ise Bir Çaresi Var” farkındalık projesi ile Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı sadece Türkiye’de değil İngiltere, Yunanistan ve Rusya dış basınında da büyük ses getirdi. Lösemi farkındalığı için Anadolu Efes-Khimki Moskova arasında oynanan EuroLeague maçında ünlü sanatçı Hasan Yalnızoğlu’nun öncülüğünde ‘Kan Kanseri ile Savaş Dansı’ performansının sergilendiği etkinlik, tüm sporseverler tarafından ilgiyle izlenirken 2019-2020 yılları arasında süren kampanyada 3 milyon kişiye erişim sağlandı.

Nadir çocukların kahramanı Nadir-X geliyor!

Nadir hastalıklara çizgi romanla farkındalık yaratmak amacıyla Gen’in koşulsuz desteği ile başlatılan Nadir-X projesi, bu yıl 3 farklı nadir hastalığı konu alacak. Birbirinden farklı kahramanların yer aldığı Nadir-X çizgi roman kitabının 2021’de çocuklarla buluşması planlanıyor.

Zarafet kelimesi belki de en çok ona yakışıyor. Hızla değişen modaya inat, o değişime ayak direyerek moda tahtından asla inmiyor. Mücevher denilince en asili, en naifi, en zarifi şüphesiz eski zamanlardan beri kendine herkesi hayran bıraktıran inciler. Ölümsüzlüğünü çoktan kanıtlamış olan inciler, aslında hiç de geri planda kalmamış olsalar da, 2020 yılında yeniden göz bebeğimiz oldular.

Kendine özgü ve gizemli bir hikayesi var incilerin. Bir araya geldiklerinde her biri birbirinden farklıdır mesela. Bu farklılığa rağmen eğreti durmak bir yana, zarifliğini daha da perçinler adeta.  Farklılıklarının sebebi; her incinin farklı bir istiridyede veya midyede oluşması ve bulunduğu suyun sıcaklığı, durgunluğu, tatlı veya tuzlu oluşu. İstiridyenin bir çeşit kendini koruma mekanizmasıdır incinin oluşumu. İstiridye beslenmek için açıldığında içerisine giren kum gibi dış faktörlerden kendini koruma amacıyla inciyi oluşturur.  Bahsi geçen dış faktörleri sert, güçlü ve parlak özellikteki sedef minerali ile kaplar. Salgıladığı bu mineral büyüdükçe katılaşır ve bir taş haline gelir ki incinin hikayesi böylece tamamlanmış olur.

Bir incinin oluşumunun ortalama 5 yıl sürdüğü biliniyor. Hal böyle olunca bir inci kolyenin oluşumunu düşünürsek; tam bir emek ve sabır işi. Ayrıca diğer mücevherlerden önemli bir farkı da incinin hiç bir işlem görmese de güzelliğinin ortada olması. Yani kabuğundan çıkarıldığı gibi o en natürel ve en bakir hali ile kullanıma hazır olması onun öz güzelliğini nasıl da ortaya koyuyor.  Kendisini sevdirmekte sizce de haklı değil mi?

Eski zamanlardan beri değeri hiç düşmeyen ve çok eskiden, yalnızca yüksek statülü kadınların sahip olabildiği inci, günümüzde de değerini koruyor. Büyüklüğü incinin yaşını ve değerini daha da arttırırken, işlem görmemiş ve planlı üretilmemiş, yani doğada kendiliğinden  bulunan siyah inciler ise çok daha fazla değer taşıyor.

Gerdanlık, küpe, bileklik, broş, yüzük? Elini attığı her şeyi güzelleştiren incinin siz en çok hangi halini seviyorsunuz?

Düşündüğünüzden çok daha fazlasını vaat eden bir egzersizi sizlere takdim ediyoruz : Squat!

Squatı sevdiren 5 nedeni sizlere bu yazıda aktaracağız ama önce kendisini tanımakla işe başlayalım :

Squat Nedir?

Kalça, baldır, sırt derken tüm vücudu çalıştırmayı başaran bir nevi kas güçlendirme ve hızlı toparlanma egzersizidir. Temel mantığı çömelip kalkma olan squat, doğru yapıldığında bedeniniz için sayısız faydaya sahiptir. Hiç bir materyal kullanmadan yapabileceğiniz gibi ağırlık kullanarak da yapabilir ve daha verimli sonuç alabilirsiniz. Öncelikle kalça ve baldırları hedef alan bu temel egzersiz, tenis, koşu, uzun atlama gibi bacakların aktif kullanıldığı sporlar için ısınma hareketi olarak mutlaka kullanılmalıdır.

Squat bir kilo verme egzersizi olarak düşünülmemelidir, öncelikli görevi kilo verdirmek değil, kas güçlendirmek ve vücudu sıkılaştırmaktır.

Squat’ı Sevdiren 5 Neden:

  1. Vücudu Güçlendirir : Aslında daha çok bacak ve kalça güçlendiren bir hareket olarak bilinse de squat tüm vücudu çalıştırır. Bu anlamda pek çok egzersizden çok daha önemli ve ön sıradadır. İç bacak, baldır, kalça, sırt, karın derken gündelik hayatta sizi daha güçlü hissettirmesi de bu maddenin ispatı sayılır.
  2. Duruşu Düzeltir : Squat bir denge ve koordinasyon işidir. Vücudun dengeli ve koordineli olarak çalıştığı bir egzersiz biçimi olmakla beraber dik bir duruş ve güzel bir postür için muazzam bir seçimdir. Kamburluk gibi hem sağlık açısından sorun olan hem de görünümü etkileyen pek çok problemi düzeltmektedir.
  3. Selülitlerle Savaşır :Selülitlerin en sevdiği bölgeler olan üst bacak ve kalçaları oldukça etkili bir şekilde çalıştıran squat bu konuda tam bir profesyonel! Selülitli bölgede biriken yağları eritme konusunda ona güvenebilirsiniz, elbette sistematik olarak kendisine vakit ayırdığınızda.
  4. Karın Kaslarını Güçlendirir : Karın vücudun merkezi olarak kabul edilen bölgedir. Aynı zamanda çoğu kadının en fazla yağlanma sorunu yaşadığı bölgelerden biridir. Squat bu konuda da imdadımıza koşuyor ve güçlü karın kasları için bize yardımcı oluyor.
  5. Kalça ve Bacakları Şekillendirir : Dik, sıkı ve yuvarlak görünümlü kalçalara sahip olmak aslında o kadar da uzak değil tıpkı vücutla orantılı ve sıkı bacaklara sahip olmak gibi. Tabi ki bahsettiğimiz özelliklerin yine ortak dostu konu başlığımız olan squat. Kendisine bir şans vermeye ne dersiniz?

Squatın yukarıdaki faydaları haricinde aslında oldukça geçerli ve genel bir faydası daha var ki o da günlük yaşam performansımızı arttırdığı. Güçlü ve sağlam bir vücut, öz güvenli ve dik bir duruş, ağrısız eklemler ve güçlü bir sırt… Kulağa ne kadar da güzel geliyor, siz de tüm bu anlatılanlardan sonra bu egzersizi şimdiden sevmeye başlamadınız mı?

Dip Not : Bel ve diz bölgelerinde problemi olan kişilerin squat yapmaları sakıncalı olabilir. Sağlık durumunuz konusunda doktorunuzdan teyit almayı unutmayınız.

 

Hayatımızda hiç unutmayacağımız bir yıl olarak tarihimize geçecek olan 2020, yılın ikinci yarısında da gökyüzünün hareketli olmasıyla vites düşürmüyor. 5 Temmuz’da gerçekleşen Ay tutulması uyanışları, toprak ile ilgili çalkantıları, kalıcı değişimleri, cesaretli girişimleri ve silkelenmeyi işaret ediyor.

En çok etkilenecek burçlar:  Aslan, Oğlak, Koç, Yengeç, Akrep ve Terazi

Tutulmadan karlı çıkacak olan burçlar: Boğa, Başak, Akrep ve Balık

İyinin de kötünün de ektiklerini biçme zamanı geldi. Tam bir hasat mevsimi olan şu dönemde kişilerin özgüvenleri sınanıyor.  Bugüne dek çalışanlar, iyi niyetli davrananlar, sabredenler şimdi sizin zamanınız. Vicdanların rahat vermediği şu günlerde uyku problemleri, karışık rüyalar, iç huzursuzlukları görülebilir.

Ay Tutulmasının Ana Teması: Sağlık 

Dünyaca tabii olduğumuz ağır sınavın konusu da sağlık. Gökyüzünün işaret ettiği hiç bir şeyin tesadüf olmadığını bir kez daha anladığımız bugünlerde tutulma bilinçaltımızdaki korkuları gün yüzüne çıkarıyor ve insanları sağlığına dikkat etme konusunda uyarıyor. Özellikle mide, kadın hastalıkları ve dişlerle ilgili ani rahatsızlıklara dikkat!

20 Temmuz’da Yengeç burcunda gerçekleşecek olan yeni ay ise içimize su serpecek. Sakinlik, aşk, yeni ilişkiler, güzel iş girişimleri için bu tarihi bekleyin.

İşte tutulmanın burçlara etkisi: 

Koç: Yeni dostluklar, kısa seyahatlerde tanışabileceğiniz yeni arkadaş veya aşk ilişkileri kapınızda. Bugünlerde kendinizi dinleyip yalnız kalmak isteyebilirsiniz. Fazla heyecanı vücudunuz da istemiyor. Sakin ve tedbirli planlar yaparak akışta kalmaya dikkat etmelisiniz.

Boğa: Tutulmadan en şanslı etkilenecek burçlardansınız. Eğitim, hukuk gibi konularda etkileniyorsunuz. Bu konularda atacağınız adımlara dikkat. Beklediğiniz sonuçlar şimdi gelebilir. Gereksiz çabalardan kaçının, enerjinizi doğru alanlara yönlendirin. Bu ara sinir sisteminiz risk altında.

İkizler: Kişiliğinizde gelişen ve olgunlaşan tarafı siz de görüyor ve buna alışmaya çalışıyorsunuz. Bugüne dek çok şey öğrendiniz, stratejiler işe yaradı. Şimdi bunları kime kullanıp kime kullanmamanız gerektiğini de tecrübeleyeceksiniz. Tutulmanın sizde sınadığı konu para. Beklediğinizi bulamazsanız üzülmeyin toparlayacaksınız.

Yengeç: Kariyer, statü konuları sizin için hiç olmadığı kadar revaçta. Tatile en çok ihtiyaç duyan siz olabilirsiniz. Tutulma akabinde büyüyor, kendinizi dinliyor ve değerlerinize sahip çıkma kararı alıyorsunuz. Hayatta kendinize biçtiğiniz rol ne ise 2020 de en çok buradan soru çıkacak ama siz hakkını vereceksiniz. İspat edildiğiniz bir dönem başlıyor.

Aslan: İdare ve yönetmek sizin işiniz. Bu dönemde kaygılarınızdan uzak kalmayı başarabilirseniz tutulmadan bir savaş kahramanı gibi çıkabilirsiniz. Kendinizi rahatlatacak güvenli açık alanlarda düşünün. İş hayatınız bu yıl olumlu etkiler altında. Kariyeriniz; düzene girmek ve sağlamlaşmak için sebatınızı, içsel motivasyonunuzu ve korkulardan uzaklaşmanızı bekliyor.

Başak: Tutulma sonrası bazı huylarınıza veda ediyorsunuz. Kolay beğenmeme, aşırı sorumluluk alma gibi. Sizin rahatlamanız ilişkilerinize de yansıyor ve küs başaklar barışıyor. Aşk hayatınızda iyileşmeler sevindirici. İlişkilerinde sorun yaşayan başaklar düzeltiyor, yalnız olanlar aşkın ve eğlencenin tadıyla tanışıyorlar.

Terazi: Beklentilerinizi ve hak ettiklerinizi nihayet talep etmeye başlıyorsunuz. Kavuşmakta geç kaldığınız konforu kendinize ve ailenize sağlamakta kararlısınız. Tutulma süreci ve sonrasında ev alım satım gibi işlere kalkışabilir veya varsa neticelendirebilirsiniz. Ev değiştirebilir, tadilat gibi işlere kalkışabilirsiniz. Ne olursa olsun daha iyisinin olma zamanı geldi.

Akrep: Kontrol etme güdünüzü bastırmanız gerektiğini artık anlıyorsunuz. Şimdi bölüşme, paylaşma ve birlikte çoğaltma zamanı. Spiritüel konulara ilginiz artıyor. Bu konularla ilgili kitaplar okuyabilir, eğitimler alabilirsiniz. Profesyonel destek almaya her zamankinden daha çok gerek var.

Yay: Yaşadıklarınız size şimdi tecrübe olarak dönüyor ve meyve topluyorsunuz. Bugüne dek en çok ilişkilerle sınandınız artık bu ilişkileri ustalıkla kurmayı ve yönetmeyi öğrendiniz. Ortaklıklar, aile, eş gibi yakın ilişkilerinizden destek göreceğiniz bir dönem başlıyor. Yeniliklere açık olun.

 Oğlak: Artık biraz da kendinize hizmet etme zamanı. Kendi içinize dönüp, ben ne istiyorum diye kendinize sormaya nihayet başlıyorsunuz. Başkalarını değil artık kendinizi birinci sıraya alacaksınız. Biriktirdiğiniz bilgi ve tecrübe hazinesi şimdi işinize yarayacak. Yepyeni bir senle daha eğlenceli ve doyumlu günlere merhaba. Burcunuzda tutulan ay ile eski dönem kapanıyor.

Kova: Sevdiğiniz hobilere farklı bir gözle bakıp, neden bunu meslek edinmeyeyim diye kendinize sorabilirsiniz. Kurumsal hayatlar ve sıkı kurallardan yeterince sıkıldınız. Yeni arayışlara girebilirsiniz. Yılın ikinci yarısı ve bu tutulma sonrası yeteneklerinizden, potansiyelinizden daha fazla yararlanmaya başlıyorsunuz. Taşı sıksanız suyunu çıkaracağınız bu dönemde motivasyonunuz yüksek.

Balık: Ailenizden çok destek göreceğiniz bir dönem başlıyor. Yaptığınız iyilikler toplu olarak geri dönüyor. Topluluklar, sosyal grupların aranılan ismisiniz. Yeni sorumluluklar almaktan kaçınmıyorsunuz. Aldığınız olumlu desteklerle kendinizi daha güçlü hissedeceksiniz.

Geçtiğimiz günlerde “Pandemi sürecinde hamile olanlar süreci nasıl geçirmeli? “ başlıklı yazımızda Dr. Pınar Kadiroğulları tarafından tüm anne adaylarının bilgilendirilmesi amaçlanmıştı. Şimdi ise bu kritik süreçte doğum yapacak olan tedirgin annelerimizi düşünerek  pandemi sürecinde doğum yapan annelere ne gibi öneriler sunulabilir,  kendilerinin ve bebeklerinin sağlık kontrollerini, bakımlarını nasıl yapmalılar gibi detaylar yine Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Hanım tarafından  Womanlogy anneleri için hazırlandı :

  • Korona virüs salgını döneminde gebelik takibi nasıl yapılmalıdır?

Hastane ortamı da virüsün bulaş riskinin en yüksek olduğu yerler arasındadır. Gebe takip kılavuzunda bir gebenin, gebelik boyunca minimum 4 defa doktor kontrolüne gitmesi önerilmektedir. Salgın döneminde gebelik takibinde sorun olmayan risksiz gebelerde kadın doğum uzmanı tarafından gebe takip kılavuzları önerileri doğrultusunda poliklinik kontrollerinin zaman aralıkları planlanmalı ve doğum zamanı belirlenmelidir. Acil bir durum söz konusu olmadığı sürece korona virüs enfeksiyonu doğum zamanlamasını veya doğum şeklini (normal vajinal doğum veya sezaryen doğum) etkilememektedir.
Anne adayları takip eden hekimleri ile online görüşebilecekleri bir sistemi oturtmalı ve ihtiyaç halinde hekimi ile irtibatta olmalıdır. Bu şekilde gerçekten acil durumlar atlanmamış olacak veya gereksiz olarak hastaneye gelişlerinin önüne de geçilmiş olacaktır. Zaten birçok hastane online randevu sistemi oluşturmuş olup acil durumlar dışında bunları tercih etmeleri önerilir. Hekim ultrason değerlendirmesine ihtiyaç duyar ise hastaneye davet edecektir. Yenidoğanların ilk muayeneleri önem arz etmekte olup doğum esnasında yenidoğan hekiminden alacakları ayrıntılı bilgi ve takip rutinine göre bebeklerini kontrollere getireceklerdir. Yine çocuk doktoru ile de online görüşme talep edebilirler.

  • Korona virüs saptanan hamile doğum sonrası bebeğini anne sütü ile besleyebilir mi? Enfekte anne bebeğini enfeksiyona karşı nasıl korumalıdır?

Elimizdeki mevcut bilgiler kısıtlı olmak ile birlikte korona virüsün anne sütüne geçmediğini göstermektedir. Bebeğe bulaş riski konusunda temel kaygı şiddetli semptomları olan kişilerde bebeğe damlacık yani solunum yolu ile bulaşma riskidir. Şiddetli semptomları olan kişilerde anne ile bebeğin ayrı ayrı izolasyonuna ihtiyaç duyulabilir. Hafif semptomları olan veya semptomu olmayan kadınlarda olası riskler gözden geçirildikten sonra emzirmeye izin verilebilir. Solunum veya temas yolu ile bulaş konusunda gerekli tedbirleri aldıktan sonra anneler bebeğini emzirebilir. Anne koruyucu maske takmalı ve bebeğine dokunmadan önce mutlaka ellerini yıkamalıdır. Bebek ile anne aynı odada kalıyor ise mesafe en az 1 metre olmalı ve mümkün ise araya perde gibi bir bariyer koyulmalıdır.

Sevgiler

Yaz mevsimi ile beraber şimdilerde değişen seçimlerimizin içine bir de tatil tercihi girdi. Eskiden dolup taşan oteller bu sene  hijyen sebebiyle popülaritesini çadır kamplarına kaptıracağa benziyor. Üstelik çadır kampı ile beraber istediğiniz manzarada uyanmak da yanınıza kar kalacak. Siz de bu eğlenceli değişim için sabırsızsanız çadır kampı öncesi yazımızı okumanızda fayda var.

Kamp Öncesi Dikkat Edilmesi ve Unutulmaması Gerekenler :

  • Eğer çadır kamp deneyimini ilk kez yaşayacaksanız bir miktar tedirginlik yaşamanız olası. Bu yüzden herhangi bir yere çadırınızı kurmaktansa, kamp tesislerini seçmeniz daha rahat bir uyku uyumanıza ve aynı zamanda duş, tuvalet gibi bazı  ihtiyaçlarınızı daha kolay gidermenize yardımcı olabilir. Aksi takdirde kendinizi güvensiz ve rahatsız hissedebilirsiniz.
  • Çadırı kuracağınız zeminin düz olması önemli. Kurulum için engebeli zeminlerden kaçınmalısınız.
  • Çadırınızı mutlaka fileli çadırlardan tercih etmelisiniz, böylece sinek ve her türlü haşerelere karşı tedbirli olmuş olacaksınız.
  • Seçeceğiniz çadırın iç kısmı siyah olursa erken doğan güneşten bir müddet daha etkilenmeyerek sabah uykusunun tadını çıkarabilirsiniz. Sabahları, güneşin çadır içini aşırı ısıtmasına karşı da içi siyah çadırlar kurtarıcı olacaktır.
  • Çadır içinin çok sıcak olmasını önlemek için çadırın üzerine bir gölgelik kurabilirsiniz.
  • Çadır tabanına çadır matı konulabileceği gibi daha konforlu bir uyku çekmek isterseniz; şişme yatak ve uyku tulumu kullanmalısınız. Aman diyelim, yastık ve çarşaf gibi çadır içi malzemeleri unutmamak gerek.

 

Kamp Esnasında Lazım Olabilecek Malzemeler

  • Eğer kamp esnasında elektrik imkanınız olmayacaksa arabanızda bir şarj aleti edinmenizde ve yanınızda  taşınabilen şarj aleti bulundurmanızda fayda var. Tatilde teknolojiden arınmak  istiyorsanız elbette bu maddeyi es geçebilirsiniz.
  • Mum, el feneri, kafa feneri, çadır feneri (çadır içerisine asılıyor) aydınlatma için unutulmaması gerekenlerden.
  • İlk yardım seti ve yangın söndürücü hayat kurtarabilir. Ayrıca kişisel ilaçlarınızı ve alerji kremi, sinek kovucu, yara bandı da olmazsa olmazlarımız.
  • Çıra, kibrit, tutuşturucu kağıt, tüplü kamp ocağı, mangal malzemeleri temiz havada sıkça acıkan karınları doyurmak için gerekenlerden.
  • Yemeklerin bozulmaması için soğuk çanta,  yedek çöp poşeti, atıştırmalık ve pratik yiyecekler,  ekstra çamaşır, bel veya sırt çantası,kişisel bakım eşyaları, el sabunu, bulaşık deterjanı, güneş kremi, termos, tabak gibi mutfak malzemeleri, baharatlar, yedek pil, çok amaçlı çakı da diğer unutulmaması gereken eşyalardan.
  • Çadır kurulum araçlarını da eksiksiz temin etmeniz önemli bir detay.
  • Portatif masa, sandalyeler ve hamak da doğanın tadını rahatça çıkarmak isteyenler için tamamlanmalı.

Sevgili kaşifler, heyecanlı ve eğlenceli bir tatil sizi bekliyor 🙂