Yazar

womanlogy

Yazılar

İş Yerinde Giyim Kuşam Adabı ile ilgili bir önceki yazımızda sizlerle bilgilerimizi paylaştık. Şimdi gelelim çok beğenerek giydiğimiz o güzelim kıyafetlerimiz renklerine. Tahmin edersiniz ki her rengin temsil ettiği ifadeler farklı olabiliyor. İş kıyafetlerinde renklerin dilini çözmek için buyurun okuyalım :

  • Siyah : Siyah deyince akla hırs, cesaret, başarı ve güç gelir. Siyah çoğu insanın iş dünyasında seve seve giydiği bir renk. Hem neredeyse tüm renklerle uyum içinde kombin yapılabilmesi hem de şıklığı ve kaliteyi temsil etmesi nedeniyle çok tercih edilir.
  • Beyaz : Severek tercih edilen, birlikteyken uyumsuz olduğu hiç bir renk olmayan beyaz istisnasız herkese de yakışır. Beyaz renk açıklık, şeffaflık, istikrar gibi ilkeleri de yansıtır. Hem sade hem şık olmak isteyenlerin bir diğer tercihi de beyazdır.
  • Mor : Özgürlük, cesaret, farklılığı yansıtan mor genellikle sıra dışı insanların tercih ettiği, çoğunlukla sanatseverlerin kullandığı bir renktir. Entelektüel bir tarafı olan mor, özellikle esrarengiz tarafıyla dikkatleri toplamayı başarıyor.

  • Gri : Gri bir denge sembolüdür adeta. Diplomatik ortamlarda daha çok tercih edilen gri özellikle siyah ve beyaz ile kullanılırsa daha da ciddi ve güven veren bir profil oluşturmanıza yardımcı olabilir. Gri seven insanlar daha çok içe kapanık ve kendi halinde olabilirler.
  • Lacivert :Düzen, başarı ve otoritenin rengi olan lacivert, giyildiği ortamlarda güven veren bir profil çizmeye yardımcı olur. Pek çok iş yerinin logosunda da tercih edildiğini görebilirsiniz.

  • Kırmızı : Arzu, güç ve iktidar rengi olan kırmızı, hırslı ve kaybetmeye tahammülü olmayanların rengi. Kırmızı kıyafet tercih eden insanların enerjik ve mutlu olduklarını kolaylıkla gözlemleyebilirsiniz. Bu arada kırmızının gerginleştirici bir etkisi de mevcuttur. Gergin bir gününüzdeyseniz kırmızı giymeyin.
  • Yeşil : Dinçliği, yeniliği, sakinliği simgeleyen yeşil güven verici bir renktir. Yeşil giymeyi tercih eden insanların genellikle kendilerine çok önem verdiği ve kendilerini çok sevdiği görülmüştür.
  • Kahverengi : Doğallık, dinginlik, olgunluk mesajı veren kahverengi özellikle iş görüşmelerinde tercih edilmemelidir. Çünkü ağırlık ve donukluk özelliği de vardır bu rengin. Ancak özellikle krem rengi, yeşil, sarı ve toz pembe ile birlikte kullanırsanız çok şık ve profesyonel bir imaj çizebilirsiniz.
  • Pembe : Samimiyet, sevecenlik, romantizm çağrıştıran pembe son zamanlarda açık tonlardaki gömlekleriyle beylerin de tercihi oldu. Daha çok duygusal ve sezgisel yönleri kuvvetli olan kişilerin tercih ettiği pembe, özellikle siyah, kahverengi ve gri ile çok güzel bir uyum yaratacaktır.
  • Turuncu : Enerjik, dinamik, iç açıcı bir renktir turuncu. Ekip başı iseniz turuncu tüm ekibinize enerji getirecektir. İş yerinde forma kullanılıyor ise, turuncu bir fular veya kravat ile enerjik bir görünüm elde edilebilir. Aynı zamanda seyahat tutkusunu harekete geçiren turuncu, turizm sektöründe çalışanların da tercihi olabilir.
  • Sarı : Bu renk insanları harekete geçirmek için oldukça sık kullanılabilir. Çünkü sarı dikkat çekici , değişkenliği simgeleyen ve aktif bir renktir. Aktif işlerde sıklıkla tercih edilebilir. Rutinliği seven insanların tercih etmediği sarı, daha çok girişken, yeniliklere hızlı uyum sağlayabilen kişilerin giydiği bir rengidir.
  • Dore : Renklerin belki de en iddialısı olan dore, ışıl ışıl bir altın gibi parıldar. Gösterişli ve ihtişamlı insanların sıklıkla tercih ettiği dore, zenginliği temsil eder. Ancak iş yaşamında çok baskın olarak kullanılmamalı, başka renklerin yanında ara ara tercih edilmelidir. Kahverengi veya siyah ile dengelenebilir.

       Renkleri kullanırken biraz da mesleğinize göre düşünmekte fayda var. Hangi mesleğin hangi rengi daha sık kullanması konusunda bu yazımızda ufak tefek tüyolar verdik. Örneğin bir avukatsanız sarı yerine lacivert ve beyaz tercih edebilirsiniz. Bankacıysanız yeşil sizin için anlamlı olabilir veya tasarımcıysanız mor veya turuncu sizi temsil edebilir. Peki sizin renginiz hangisi?

Öyle zamanlar olur ki insanın içi daralır, dünya anlamsız gelmeye başlar, ne yapılırsa yapılsın geçmeyen bir bunalma hali oluşur. Nereye gitsek boğulacak gibi oluruz hani zaman zaman hepimiz… “Can sıkıntısına ne iyi gelir?” hadi göz gezdirelim…

 

  • Değişik bir yere gitmek : İmkanınız var ise şehir dışına, imkanınız yok ise şehir içinde hiç gitmediğiniz bir yere gidin. Gittiğiniz yer ile ilgili önceden bilgi sahibi olmanız ve araştırma yapmanız, daha keyifli zaman geçirmenize yardımcı olur. Bol bol fotoğraflar çekin, güzel anılar biriktirin. Hele bir de yanınızda eşiniz veya en iyi arkadaşınız olursa değmeyin keyfinize. Yepyeni biri olarak döneceksiniz bu seyahatten.

 

  • Eski dostlarla görüşmek : Eskiden samimi olduğunuz ama araya zaman giren insanları düşünün. Yoğunluktan veya türlü sebeplerden dolayı uzun süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınız  ile geçirdiğiniz 1-2 saat bile sizin için güzel bir hava değişimi olacak. Birlikte eski güzel günleri hatırlama, anıları yad etme keyfini yaşayın.

 

  • Ertelenen planlar : Hep aklınızda olan ama sonra yaparım diye diye bir türlü başlayamadığınız planlarınızı ön sıraya alma zamanı belki de geldi. O çok merak ettiğiniz kitaba veya diziye başlamak, pilates kursuna yazılmak, satranç öğrenmek, yeni bir yemek tarifi denemek ve daha bir çok ertelenmiş planlar.. Size yeni bir enerji getirecek bu planlar için işte size adım atma zamanı.

 

  • Gönüllü işler : Karşılık beklemeden yapılan yardımlar, hayır işleri, gönüllülük esasına dayanan bir takım çalışmalar hayat enerjinizi yeniden yükseltmek için işe yarar bir çözüm sunup, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak. Bir huzurevi ziyareti, sokak hayvanları için gönüllü çalışmalar veya çok destek verdiğiniz sizin için özel olan bir konu için uğraş vermek size kuşkusuz iyi gelecek.

 

  • Yeni bir hobi edinmek : Hayatınızın monotonluğuna dur deme zamanı geldi. Hep aynı aktiviteler yalnızca sizi değil herkesi sıkar. Daha önce hiç denemediğiniz bir hobi edinin ve bu konuda istikrarlı olacağınıza kendi kendinize söz verin. Bu bir müzik aleti çalmak, resim yapmak, yemek tarifleri kitabı yazmak veya zevkinize göre bambaşka bir hobi olabilir. Yeter ki kararlı olun, gerisi inanın kolay iş.

          Bunlardan hiç birini yapmak istemiyor musunuz? Peki o zaman İçiniz çok daraldığında alın kahvenizi ve şanslı yönlerinizi düşünün. Yeter ki üzmeyin o tatlı canınızı, hayatınızı güzelleştirmek sizin elinizde bunu hiç unutmayın 🙂

Malzemeler:

 

-500 gr kuzu kaburga

-2 adet yumuşak avokado

-1 adet limonun suyu

-1 su bardağı dolusu kurutulmuş domates

-Zeytinyağı

-Tuz

-Kimyon, karabiber, pul biber

 

Hazırlanışı:

 

-Kuzu kaburgaları iyice ısıtılmış tavada pişirin.

-2 adet avokadonun kabuğunu soyun ve parçalara ayırın.

-Avokadonun içine 1 adet limonun suyunu, 2 çorba kaşığı zeytinyağını ve 1 çay kaşığı tuzu ekleyin. Avokadoları bir çatal yardımıyla tamamen püre olmayacak şekilde hafifçe karıştırın ve ezin.

-Kurutulmuş domatesleri 10 dakika haşlayın.

-Haşlanmış kuru domatesleri, 3 çorba kaşığı zeytinyağını ve bir tutam tuzu blenderdan geçirin.

-Kaburgalar piştikten sonra ocağın altını kapatın, baharat ve tuzunu ekleyin.

-Servis yaparken tabağa önce avokadoyu yayın, üzerine kurutulmuş domates püresinden koyun ve iki ayrı katman şeklinde görünmelerini sağlayın. Kaburgaları isterseniz bunun üzerinde servis edebilir, isterseniz garnitür olarak yanına koyabilirsiniz.

-Afiyet olsun.

Pratik yemekler sizin de vazgeçilmeziniz ise o zaman Ot Tava’yı deneme zamanı :

 

Malzemeler :

 

  • 2 adet rendelenmiş havuç,
  • 1 adet rendelenmiş kabak,
  • 2 adet ince kıyılmış yeşil soğan,
  • 3 adet yumurta,
  • 1 yemek kaşığı un,
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ,
  • Tuz ve isteğe göre baharatlar

 

Yapılışı :

 

  • Rendelenmiş havuçları, kabağı ve yeşil soğanı karıştırın ve baharatlarınızı da ekleyin,
  • Ayrı bir kapta yumurtaları, unu ve tuzu çırpın,
  • Sıvı yağ hariç diğer karışımları hep birlikte karıştırın,
  • Derin olmayan düz zemin bir tavada yağı biraz kızdırıp ocağı kısık ateşe alarak,  hazırladığınız karışımı tavaya serin (omlet gibi)
  • 5 dakika sonra yumurtalı ot karışımını ters çevirip diğer yüzünü de kızartın.
  • Dilimleyerek servis edin,

      Afiyet olsun.

Malzemeler:

 

2 büyük boy havuç

2 diş sarımsak

1 su bardağı yoğurt

2 yemek kaşığı mayonez

Zeytinyağı

Tuz

 

Hazırlanışı:

 

Havuçları rendeleyin. Bir tavaya zeytinyağını ekleyin ve havuçları kavurun. Sarımsakları soyup rendeleyin ve havuçlara ekleyin. Ayrı bir kaba havuçları boşaltın. Üzerine yoğurdu, mayonezi ve tuzu ekleyin. Karıştırın.

İsteğe bağlı olarak süzme yoğurt veya normal yoğurt kullanabilirsiniz. Süzme yoğurt kullanacaksanız mayoneze gerek olmayacaktır. Afiyet olsun.

Rutinden sıkılanlar ve farklı tarifler sevenler, patatesli köfte tarifi deneyebilirler:

 

Malzemeler :

 

  • 3 adet patates,
  • 250 gram kıyma,
  • 1 adet kuru soğan,
  • 2 adet yumurta,
  • Birer tatlı kaşığı tuz, karabiber, zerdeçal
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ

 

Yapılışı :

 

  • Patatesleri soyup rendeleyin,
  • Soğanı rendeleyin,
  • Rendelenmiş patates ve soğan ile kıyma, yumurta ve baharatları karıştırın.
  • Tüm malzemeleri iyice yoğurup istediğiniz boyutlarda köfteler oluşturun.
  • Tavada yağı kızdırdıktan sonra köfteleri arkalı önlü kızartın.

Afiyet olsun.

Göz çevresi yaşın ilerlemesi, cildin kuru kalması, uykusuzluk gibi faktörler sebebiyle kırışır. Özellikle 30 yaş üstü herkesin göz çevresi bakımına özen göstermesi gerekir. Bunun için haftada iki kez uyguladığınızda göz çevrenize hem bakım yapacak hem de cildinizin sıkılaşmasını sağlayacak bir maske tarifi veriyoruz.

 

Malzemeler:

-1 adet E vitamini kapsülü (eczanelerden satın alabilirsiniz.)

-1 çay kaşığı bal

-1 yumurta akı

 

Yapılışı:

E vitamini kapsülünü kırın ve cam bir kaseye dökün. Bal ve yumurta akını da ekleyip karıştırın. Gözünüzde kaz ayağı olan yerlere ağırlıklı olmak üzere diğer yerlere ince bir tabaka halinde sürün. 5 dakika bekleyin ve soğuk su ile yıkayın.

Yumurta akı cildinizin gerilmesini sağlarken bal nemlendirecek, e vitamini de besleyip cildin dayanıklılığını artıracaktır. Soğuk su ile yıkandığında cilt daha da toparlanır.

İş yerindeki huzursuzluk, hayatımızın her alanına sızabilen bir çeşit virüs gibidir. Yöneticinizle yaşadığınız bir sorun,  kendinizi rahat hissetmediğiniz iş ortamınız ve ofis içerisinde kendinizi mutsuz hissettiğiniz anlar mesainiz bittikten sonra dahi peşinizi bırakmaz. Bu huzursuzluklara mahal vermemek için nelere dikkat etmemiz gerektiğine gelin bir bakalım.

 

  • Yöneticiniz ile ilgili olumsuz fikirlerinizi kendinize saklayın: Zaman zaman sinirlenmeniz normal, ailenize bile sinirlendiğiniz olur bazen. Ancak yöneticiniz ile ilgili sinir anında konuştuğunuz konular, ileri vadede karşınıza acımasızca çıkacaktır. Bu işe ihtiyacınız var ise, bazen susmak ve uygun bir zamanda konuşmak ilk kural.

 

  • Özel sırlarınızı asla paylaşmayın. İçinizde tutmanın ne kadar zor olduğunu anlıyoruz. Anlatmak biz insanoğlunun doğasında var çünkü çoğu zaman. Ama kime, ne anlattığınız, karşınıza üzücü sürprizler çıkarabiliyor. Sevgilinizden yediğiniz kazığı tüm ofisin duymasını istemezsiniz herhalde değil mi? Kimin yetiştirdiğini tahmin etmekle yorulmak da cabası…

 

  • İş arayışınızın olduğunu iş yerinde belli etmeyin: İşten bunaldınız, iş arıyorsunuz, iş başvurularınızı hızla yapıyorsunuz…Ancak ispiyoncu bir iş arkadaşınız olma ihtimalini  es geçmeyin. İş ararken işten kovulmak istemiyorsanız, bazı sırlarınızı bu aşamada kendinize saklamanız en doğrusu. Siz siz olun tedbiri elden bırakmayın.

 

 

  • Gruplaşmayın ! Ekip olmak güzeldir çoğu zaman, aynı takımın taraftarları mesela. Ama emin olun ayırdığınız diğer insanlara bir şekilde işiniz düşecek. Belki de diğer gruplarla, şirket içindeki yeni yapılaşmalar sebebiyle seneye aynı ekipte olacaksınız hatta. Ofiste huzur istiyorsanız herkesle aranızı iyi tutun. Yalakalık yapın veya yapmacık olun demiyoruz ancak gruplaşmamaya özen gösterin.

 

 

  • Organizasyonlardan uzak kalmayın : Hoşlanmadığınız bir aktivite dahi olsa zamanınızı iş yerindeki etkinliklere ayırmaya çalışın. Çünkü günün en önemli ve en büyük kısmını iş yerinde geçiriyorsunuz. İş arkadaşlarınızla ne kadar hızlı kaynaşırsanız o kadar zevkle işe geleceksiniz. Aktif olmaya çalışın.

 

  • Kaytaran kişilerin yerine çalışmayın : İş arkadaşlarınıza yardımcı olmak tabi ki örnek bir davranış. Ancak yardımınızın suistimal edilmesine fırsat vermeyin. Bir gün, iki gün derken bir bakmışsınız başka birine ait görev sizin göreviniz oluvermiş. Yardım ve kullanılma arasındaki ayrıma dikkat edin, en baştan bu ince çizgiyi korumak en iyisi ama gerekirse de yöneticinizle bu konuyu görüşün.

 

 

  • Tarafsız kalın : İş yerinde tartışan iki arkadaşınız mı var? Tartışan kişileri sevseniz de sevmeseniz de tartışmaya dahil olmamaya çalışın. Size fikriniz sorulursa işte o zaman ikisinin de haklı ve haksız taraflarını objektif bir şekilde iletebilirsiniz. Yalnız ana kural; objektifliğe dikkat !!!

 

 

  • Farklılıkları yadırgamayın: Hiç kimse sizinle aynı düşüncede olmak, aynı şeyleri beğenmek veya aynı şeylerle ilgilenmek zorunda değil. Sizin gibi olmayan iş arkadaşlarınızı yargılamayın, yadırgamayın. Herkesin seçimine saygı duyun ki herkes de sizin seçimlerinize saygı duysun.

İş yerinde din ve siyaset tartışmayın ! : Dini inançlar ve siyaset de asla yargılanmaması gereken konulardandır. Bu iki konu da öyle hassastır ki konuşuldukça karşı tarafa karşı hiç düzelmeyen soğumalara sebep olabilir. İş arkadaşlarınızla bu denli şahsi meseleler yüzünden aranızın bozulması iş akışını bile etkileyebilir, buna sebebiyet vermeyin.

Stres, hava kirliliği, fön makinesi gibi pek çok faktörden kaynaklanan saç yıpranmalarının çözümü çok da zor değil. Kolaylıkla hazırlanabilen doğal saç maskeleri için işte sizler için hazırladığımız, evde yapılabilecek 5 pratik saç maskesi tarifi :

 

 

  • Yoğurt-Elma Sirkesi-Bal : Yoğurt dengeleyici bir rol üstlenerek, yağlı saçların yağını dengelemeyi, kuru saçların ise nem miktarını arttırmayı başarır. Özellikle probiyotik doğal yoğurtlar tercih etmelisiniz.1 çay bardağı yoğurt , 1 çay kaşığı sirke ve 1 çay kaşığı balı karıştırıp saç köklerinden uçlarına kadar maskeyi saçınıza yedirin. Yarım saat bekleyip sıcak su ile durulayın. Haftada bir kez tekrarlayın.

 

 

 

  • Ev Yapımı Avokado Kremi : Kuru saçlar için harika bir öneri olan, C ve E vitamini deposu avokado kreminin yapılışı gerçekten basit. İhtiyaç olan malzemeler: Bir adet olgunlaşmış avokado, 1 çorba kaşığı zeytin yağı ve 1 çay bardağı süt. Avokadoyu püre haline getirip, sütü ve zeytinyağını da püreye ekleyin. Bu karışımı saçınıza kökten uca yedirip yarım saat bekleyin ve ılık su ile durulayın.

 

 

 

  • Muz Maskesi : Sayısız faydası olan potasyum deposu muz, yıpranmış saçları onarıyor ve saçın doğal elastikiyetine katkı sağlıyor. Nasıl mı uygulayacaksınız? Bir adet muzu iyice ezip, bir yemek kaşığı zeytin yağı ve 1 yemek kaşığı mayonez ile karıştırın. Karışımı tüm saçınıza iyice sürüp 1 saat bekledikten sonra durulayın.

 

 

 

  • Sarımsak Maskesi : İçerisinde bulunan sülfür maddesi ile saçları adeta baştan yaratan sarımsak mucizesi için işte maskemizin tarifi: 3 diş sarımsağı havanda iyice dövün, 3 yemek kaşığı zeytin yağı ile güzelce karıştırıp saçlarınızın köklerine ve uçlarına masaj yaparak yedirin. 1 saat bekleyip saçlarınızı ılık su ile durulayın. Sarımsak kokusundan çekinenler için bu karışıma lavanta yağı da öneriyoruz.

 

 

 

  • Çilek Maskesi : Çileğin içerisindeki C vitamini saç derisindeki yağlanma oranını dengede tutar. 5 adet çileği ezip, 1 çorba kaşığı zeytin yağı ve 1 çorba kaşığı bal ile karıştırın. Bu karışımı saçlarınız ıslakken uygulamanız daha iyi bir sonuç verecektir. Dipten uca tamamen maskenizi yayın. 20 dakika sonra durulayıp, parlak saçlarınıza hayran kalabilirsiniz.

 

       Tüm saç maskelerinin etkisini maksimum oranda alabilmek için, maskenizi saçınıza sürdükten sonra saçınızı streç film veya bir bone ile kapatın. Kapalı kalan saçlarda maske saça daha iyi teneffüs edecektir.  Seçtiniz maskeyi düzenli aralıklarla uygulamanız, daha iyi sonuç almanızı sağlar.

Heyecanla beklenen o gün geldi çattı. Aylardır hatta yıllardır planlar yaptınız, hayaller kurdunuz. Peki düğün telaşından unutulan sizin için önemli detaylar olamaz mı? Olabilir ancak olmasın diye sizler için düğün öncesi kontrol listesi hazırladık :

 

 

  • Ruj ve Allık : Makyözünüz mükemmel makyajınızı yaptı ama tebrikleşmek, terlemek ve diğer pek çok nedenden dolayı makyajınız uçup gidebilir. Özellikle rujunuzu ve allığınızı yedeklemeyi sakın unutmayın.

 

 

 

  • Yedek ayakkabı : Ayakkabılarınız ile rahat olduğunuzu düşünebilirsiniz. Peki ya topuğunuz kırılırsa veya ayakkabı ayağınızı vurursa? Gelin arabasına bir adet yedek ayakkabı koymak yük olmaz değil mi?

 

 

 

  • Açık havada bir düğün ise, şal : Düğünde deliler gibi oynayıp, terleyip balayında griple boğuşmayı kimse istemez herhalde? O zaman listemize gelsin gelinlikle uyumlu şık bir şal…

 

 

 

  • Damadın ayağına basma ritüeli : İnanışa göre nikahtan sonra kim kimin ayağına basarsa evde onun sözü geçecek. Eğer siz de sözünüzün geçmesini isteyen bir gelinseniz, nikahtan sonra bu detayı sakın unutmayın derim:) Şahitlerden birinin o esnada gizlice size hatırlatmasında fayda var.

 

 

 

  • Otelde kalacaksanız, ertesi gün için kıyafet  : Harika bir düğün sonrası otelinize yerleştiniz. Sabah bir uyandınız ki gelinlikten başka yanınızda hiç başka kıyafet yok. Gelinliği yeniden giymek zor olur sanki ?  Siz en iyisi küçük bir çanta hazırlamayı ve makyaj temizleyicinizi ve diş macununuzu da o çantaya koymayı unutmayın.

 

 

 

  • Kimlik : Kulağa komik geliyor olabilir ama düğünde paraya ihtiyacınız olmadığını düşünerek cüzdanınızı yanınıza almamış olabilirsiniz. Peki ya kimliğiniz. Nikahınız düğünde olacaksa kimliğe ihtiyaç çok.

 

 

Herkesin ihtiyaç listesi elbette farklıdır. Bu yüzden işte size tüm ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek çok daha güzel bir fikir :

  • Kız kardeş :: Sizin için önemli olabilecek her detayı önceden hazırlayıp varsa kız kardeşinize yoksa en güvendiğiniz kız arkadaşınıza liste halinde verin. Öyle birini seçin ki, siz unutsanız da o asla unutmasın. ve öyle birini seçin ki, düğününüz alkollüyse asla sarhoş olmasın.

 

Hayallerinizin hiç aksamadığı bir düğün yaşamanız dileğiyle , MUTLULUKLAR sizinle olsun.