Yazar

womanlogy

Yazılar

Evinizde fark yaratan dekorasyon önerisi arayışı olanlar buraya… Sizler için fark yaratan 5 dekoratif malzemeyi belirledik. Aşağıdaki seçenekleri değerlendirmeye ne dersiniz?

 

  • Kozalak : Var mısınız hem güzel bir orman yürüyüşü yapmaya hem de kozalakları toplamaya? Kozalak hem dişi hem de erkeği bulunan, estetik bir doğa mucizesi üstelik.  Bakır bir kap içerisine koyduğunuz kozalaklar evinize farklı bir hava katmanın yanı sıra her baktığınızda da içinizi açan orman yürüyüşünüzü size hatırlatacak. Denemeye değer 😉

 

  • Kaktüs : Kaktüs modası bir geldi, pir geldi…Evine bohem dokunuşlar yapmak isteyen kişiler için işte tam zamanı. Güneşe aşık bir bitki olan kaktüsünüzün bakımı ise diğer çiçeklere göre çok daha basit. Hele bir de çiçek açarsa oh ne ala 🙂

 

 

  • Mum : Hem dekoratif, hem evin enerjisini bir anda yenileyebilen, hem de romantik… Dilerseniz yemek masanızın üzerinde, dilerseniz duvara monteli şamdanlar ile evinizde fark yaratabileceğiniz harika bir detaydır mum. Farklı kokuları ise şahane seçenekler yaratıyor bizler için.

 

 

 

  • Yapay Post : Koltuk sırtına, pufun üzerine, dilerseniz de halı niyetine serdiğiniz yapay hayvan postları evinize değişik bir hava katarken, aynı zamanda dekoratif anlamda da fark yaratacağı kesin. Mobilyalarınızla uyumlu pek çok rengi bulunan postların siyah beyaz olanı özellikle iddialı denilebilir.

 

 

 

  • Yağlı Boya Tablolar : Bir evi baştan aşağıya büyüleyen en büyük detay olan tabloların kraliçesi tabii ki yağlı boya olanları. El yapımı, gerçek bir sanat eseri olan bu tabloları evinizden mahrum bırakmayın. Farkı siz de göreceksiniz 😉

 

 

       O zaman şimdi vakit, değişim vakti. Evinizin size huzur vermesini istiyorsanız şimdi siz de ona ilgi gösterin. Gelsin baş tacı evler 🙂

Güzellik kremlerinin, şampuanların, güneş koruyucu kremlerin avokado özlü olanlarını sıklıkla duyuyoruz. Avokadonun lezzeti toplumumuzda yeni yeni tanınsa da, çekirdeği pek popüler değildir. Halbuki avokadonun içindeki antioksidanların %70’i aslında çekirdeğinde saklıdır. Aşağıdaki yazılanları okuduktan sonra çekirdeği sizin için de çok değerli olacak.İşte avokado çekirdeğinin güzelliğinize katkıları :

 

  • Yaşlanmayı geciktirir : Çekirdekte bulunan antioksidan sayesinde hücre yenilenmesine yardımcı olur ve sizi gençleştirir. Vücudu zararlı maddelerden arındırarak, hastalıkların önlenmesine yardımcı olur.  Kabuğunu soyduğunuz avokado çekirdeğini rendeleyip tavada kavurabilir ve çorbalarınızın, yemeklerinizin, çaylarınızın içerisine katabilir veya çekirdeği 2-3 bardak su ile demleyip içebilirsiniz.

 

  • Cildinizi güzelleştirir : İçerisinde bulunan E vitamini sayesinde cildi ölü derilerden arındırır, cilt lekeleriyle savaşır ve cildin taze ve genç görünmesine yardımcı olur. Nemlendirici özelliği sayesinde cildin doğal nem oranına kavuşmasına fayda sağlar. avokado çekirdeğinin dış kabuğunu soyup , kurutun ve ezerek toz haline getirin. Zeytinyağı, muz ve avokado tozunu karıştırıp bu karışımı cildinize sürün.  15 dakika beklemeniz cildinizi ölü deriden arındırmaya yardımcı olacaktır.

 

  • Kilo vermeye destek olur : Avokado çekirdeğinde bulunan çözünür lif ile tokluk hissi sağlar ve yağ yakımını hızlandırır. Vücudun protein, karbonhidrat ve yağ metabolizmasında düzenleyici bir rol oynar.  Avokado çekirdeği ile harika bir smoothie yapmaya ne dersiniz? 1 adet avokado çekirdeğini kahverengi kabuklarını soyup rendeleyin, 1 limon suyu, 1 kaşık toz zencefil ve çubuk tarçın ile karıştırıp afiyetle için. Bu karışımı günlük rutinlerinizin arasına koymayı unutmayın.

 

  • Saçlara parlaklık verir : Saçlarınızın daha gür ve parlak olmasını istiyorsanız avokado çekirdeğini değerlendirin.Avokado çekirdeğinin dışındaki kahverengi kabuğu soyarak rendeleyin ve 3 yemek kaşığı zeytinyağı ile karıştırıp, bu karışımı 1 gün bekleterek saçınıza kökten uca sürün. Saçınızı havlu veya streç form ile sararak yarım saat bekletip ılık su ile yıkayın Etkili sonuç için maskenizi haftada 1 kez tekrarlayabilirsiniz.

 

  • Ellerinize bakım yapar : Ellerinizi nemlendirmek isterseniz, bir adet olgun avokadoyu ezip bir miktar yulaf ile karıştırarak ellerinize sürüp 5 dakika bekletin ve ellerinizi ılık su ile sabunsuz yıkayın. Bu yöntem ile elleriniz ölü deriden arınacak ve canlanacaktır.

 

          Ayrıca güzelliğimizin dostu, yaşlanma karşıtı avokado çekirdeğinin kas eklem ağrılarına iyi geldiğini, bitkinliğe şifa olduğunu, vücuttaki tümörlerin büyümesine engel olabildiğini, tiroid düzensizliklerine iyi geldiğini ve libidoyu yükselttiğini ise unutmayalım ve hayatımızda bu muhteşem çekirdeğe yer açalım.

Bebeğinizin cinsiyeti anne karnında ilk oluştuğu andan itibaren bellidir. Sizin bunu ultrason görüntülerinde anlamanız 13. hafta yani 4.aydan itibaren mümkündür. En erken ve net tespit 13. ve 16. haftalar arasında yapılmaktadır. Doktorunuz 13.haftada kız bebek olduğunu söylerse şüphe ile yaklaşabilirsiniz çünkü her iki bebeğin de cinsel organı belirginleşmeye başlamadan önce aynı görünümdedir. Doktorunuz eğer bebeğinizin erkek olacağını belirtmişse büyük ihtimalle doğru bir tespittir.

İster yemeklerin yanında, ister ara öğün olarak tüketebileceğiniz közlenmiş patlıcan salatasını denemelisiniz.

 

Malzemeler :

 

  • 4 adet bostan patlıcan,
  • 4 adet kırmızı kapya biber,
  • 3 diş sarımsak,
  • 2 adet sivri biber,
  • Nar ekşisi,
  • Limon,
  • Zeytin yağı,
  • Maydanoz,
  • Tuz ve karabiber

 

Tarifi :

 

  • Patlıcan ve kırmızı biberleri 160 dereceye ayarlanmış fırında veya ocağın üzerinde pişene kadar közleyin,soyun ve doğrayın.-
  • Közlenmiş malzemeleri kesinlikle suya tutup yıkamayın, doğal tadını bozabilirsiniz.
  • Közlenen malzemeye, yeşil biberleri ve maydanozları ince ince doğrayıp ve sarımsakları da rendeleyip ekleyin.
  • Nar ekşisi , limon, tuz, karabiber ve zeytinyağını da salataya ekleyip karıştırarak servis yapın.

 

Öneri :

  • Dilerseniz salatanıza 1 adet ince kıyılmış kuru soğan da ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun.

Yeni doğan bebeklerde sarılık kandaki bilirübin adı verilen maddenin fazla yükselmesi ve bebeğin karaciğerinin bu maddeyi temizleyememesi sonucu oluşur. Çoğu bebekte belli düzeylerde sarılık görülür ve hafifçe atlatılarak kendiliğinden geçer. Sarılık 2 tipte karşımıza çıkar, fizyolojik ve patolojik sarılık. Fizyolojik sarılık genellikle doğumdan bir kaç gün sonra ortaya çıkar ve 7-10 gün içerisinde herhangi bir tedavi gerekmeden geçer. Patolojik sarılık doğumdan hemen sonra ortaya çıkar ve dikkate alınması gereken bir durumdur.

 

Bebeklerde sarılığın nedenleri genellikle şunlardır:

 

*Vaktinden önce doğum

*Anne ve bebek arasındaki kan uyuşmazlığı

*Anne karnında geçirilen bazı enfeksiyonlar

*Annenin kullandığı ilaçlar

*Bebekte doğuştan eksik olan bazı maddeler

 

Tedavi ne zaman gerekir?

 

Hastanede müdahalenin gerekip gerekmediği doktorunuz tarafından bebeğinizin ağırlığı, kaç günlük olduğu ve kandaki bilirübin seviyesine bakılarak karar verilir.

 

Bebeklerde sarılık nasıl tedavi edilir?

 

Bebeklerde ağır sarılık durumları fototerapi (ışık tedavisi) veya kan değişimi şeklinde tedavi edilir. Çoğu bebek fototerapi ile iyileşir. Yeterli olmaması durumunda bebeğin kanı bir veya bir kaç kez değiştirilebilir.

 

Sarılık durumunda yapılması gerekenler:

 

Bebeğinizin çok iyi sıvı almasını sağlayın. Bebeğinizi ne kadar fazla emzirirseniz sarılığın artmasını o kadar önlemiş olursunuz. Bazı durumlarda sıvı takviye edebilmek için serum takılması gerekebilir. Emzirme konusunda bir sorun varsa veya yetersizse mama takviyesi gerekebilir.

Bebeğinizin organları hızla gelişmeye devam etmektedir. Bebeğiniz ilk sesleri duymaya 17.haftadan itibaren başlayacaktır. İlk duyduğu sesler amnion sıvısı içerisinde olduğu için belli belirsizdir. Annenin bağırsak hareketleri, kalp atışları gibi vücudunuzdaki doğal ritimde çıkan seslerini işitecektir. İlk aşina olacağı ses şüphesiz sizin sesiniz olacaktır. Diğer tüm sesleri net olarak duyacağı zaman ise 24.haftadır.

 

Bebeğiniz duymaya başlayınca dikkat edin

 

Bebeğiniz anne karnında sizin tüm duygu durumunuzdan etkilenir. Sinirlendiğinizi, korktuğunuzu veya çok mutlu olduğunuzu salgıladığınız hormonlar aracılığı ile hisseder. Hamilelik döneminiz boyunca duygu durumunuzu çok iyi kontrol etmeye çalışmalısınız. Özellikle işitme duyusu geliştiğinde kendi duyguları da başlamış olacak. Sizin çok eğlenerek gittiğiniz bir konserdeki yüksek ses onu çok korkutup rahatsız edebilir. Yine 24.haftadan itibaren sinema gibi yüksek sesli ortamlara gireceğinizde 2 kez düşünün. Çünkü bu sesler bebekte kalp çarpıntısına yol açabiliyor.

 

Eşinizle diyaloglarınız

 

Bebeğinizin sizin sesinizden sonra alışacağı ilk ses eşinizin sesidir. Zamanla ve sıklıkla bu sesleri duydukça içgüdüsel olarak sizin ebeveynleri olduğunuzu hissedecektir. Eşinizle diyaloglarınız bu noktada çok önemli. Tartışmanız, birbirinize bağırmanız onu çok korkutur. Bu etkiler onda hayat boyu iz bırakabilir. Yumuşak ses tonlu keyifli sohbetleriniz, şen şakrak kahkahalarınız ise onda mutluluk ve isteniliyorum, her şey yolunda duygusu oluşturacak. Bu dönemde ona yumuşak sakinleştirici müzikler dinletebilirsiniz. Bu beyin gelişimi için de faydalı olacaktır.

 

Televizyon ve dış sesler

 

İzlediğiniz televizyon programları veya dışarıda maruz kaldığınız seslere dikkat edin. O her şeyi duyuyor. Bir filmde izlediğiniz savaş ya da kavga sesi, gerçeklik algısı henüz olmayan bebeğinizi olumsuz etkileyebilir. Tartışmalı bir ortam ve yüksek ses varsa o ortamdan uzaklaşmaya çalışın.

 

Onu her daim korumak ve bebeğinizle empati kurmanın önemi işitme duyusunun gelişmesi ile daha da artacaktır. Bebeğinizin sağlıklı duyup duymadığı ise doğumdan sonraki kontrol amaçlı ilk hastane ziyaretinizde yapılacak olan odyometri testi ile kesinleşecektir.

Biliyoruz ki her meslek her karaktere hitap edemez. Meslek seçiminde hobileriniz kadar, karakteristik özellikleriniz de aktif rol oynar. Peki hangi karakter yapısı, hangi mesleklere daha çok uyar birlikte göz atalım :

  • Yönetici : Hırslı, fırsatları şansa dönüştürmeyi iyi beceren, sonuç odaklı, çalışmayı ve ön planda olmayı seven insanların işidir ancak yönetmek. Ancak asıl marifet, yöneticilikten çok daha fazlası, lider olabilmektir.
  • Yönetici Asistanı : Bir yöneticinin eli, gözü, kulağıdır yönetici asistanı. İyi bir hafıza, prensipli bir çalışma düzeni, pratik zeka ve üretkenlik gerektirir başarılı bir asistanlık. İyi bir asistansanız, yöneticinizi yönetmek zor gelmeyecek size.
  • Satış & Pazarlama Uzmanı:  Hırslı, hedef odaklı çalışmayı seven, kendiyle rekabet içinde olmak isteyecek, laf cambazı, ikna yeteneği üst seviyelerde karakterler bu mesleği seçmekten çekinmesin. Çalıştıkça kazancınızın artacağı garanti olan meslek koludur satış ve pazarlama.
  • İnsan Kaynakları Uzmanı: Yardımsever, empati yeteneği gelişmiş, iyi bir dinleyici, insan psikolojisine ilgi duyan kişilerin yapması gereken bir meslektir. Bu özelliklerden birisi bile sizde yoksa iyi bir İK uzmanı olmanız söz konusu değil, bilesiniz.
  • Muhasebeci : Kolay gibi durur muhasebecilik ancak ciddi bir dikkat, özveri ve sabır işidir. Rakamları seven, titiz ve düzenli çalışmayı prensip edinmiş, odaklanma konusunda sorun yaşamayan sabır küpü arkadaşlara tavsiyemizdir.
  • Avukat : Bu meslek için hırs şart. Daha sonra ise, azimli, araştırmacı, hitabet yeteneği ön planda, güçlü ve zorluklardan yılmayan, dirayetli kişiler için biçilmiş kaftan hukuk fakültesi.
  • Borsacı : Öz güveni yüksek, kendi kararlarına inanan, ileri görüşlü, cesur ve dünyayı takip etmeyi seven, maceraperest ruhlar için ideal meslek olabilir borsacılık. Bir anda zirveye çıkıp, bir anda dibe çökmeyi göze alanları görelim o zaman.
  • Gazeteci : Detayları seven, araştırmaktan asla sıkılmayacak, ani yolculuklara hazırlıklı, cesur, kalemi güçlü ve en önemlisi dürüst… Başkalarının fikirlerine dokunmak söz konusu olduğundan, en önemli madde dürüstlük ve şeffaflıktır bu meslekte.
  • Organizatör : İşine aşık, kontrol mekanizması üst düzeyde, hayal gücü yüksek, yeni insanlarla kolay tanışabilen, yaratıcı ve özgün fikirleri olan insanların girişmesi gereken bir iştir organizasyon. Organize edilmesi istenen etkinliğin tüm detaylarını iyice analiz etmek ve sonrasında hünerleri göstermek gerekir. “Kolay gelsin” cümlesini en çok hak eden mesleklerden biri olsa gerek…

         Burada yazılmayan onca meslek var elbette. Seçim yaparken en kritik nokta kişisel özelliklerinize göre meslek seçmeniz. Yanlış meslek seçimi yapıldığında oluşabilecek en ciddi sıkıntı başarısızlıktır. Başarısızlık ise mutsuzluk ve öz güven eksikliğini beraberinde getirecektir. 

Malzemeler:

 

10 çiçek çiğ brokoli

3 çorba kaşığı kinoa

1 limon

Yarım nar

Nar ekşisi

Zeytinyağı

Tuz

 

Hazırlanışı:

 

3 çorba kaşığı kinoa kaynatılır ve şişmesi beklenir. Kinoaları kaynatmak için bir cezve kullanabilirsiniz. Çiçek halinde ayırdığınız brokolileri haşlamadan çiğ halde ince ince doğrayınız. Bu tarifte brokoliler çiğ olacaktır. Yarım narın tanelerini ayıklayınız. 1 limonun suyunu sıkınız. Bir kaba brokoli, kinoa, nar tanelerini koyup karıştırın. İçerisine damak tadınıza göre nar ekşisi ekleyin. Tuz ve zeytinyağını da koyup karıştırın. Sağlıklı salatanız hazır. Afiyet olsun.

Uyku adeta vücudumuzun şarj ve tamir olduğu, günümüzün büyük bölümü alan, olmazsa olmaz ihtiyaçlarımızdan. Sağlıklı ve kaliteli bir uyku fiziksel ve zihinsel olarak bizi dinç tutmakla beraber, yaşam süresini olumlu etkiler, günlük hayatın gereksinimlerini daha rahat karşılamamızı sağlar ve aynı zamanda uzun ömrün sırrı olarak bilinen Sirkadiyen ritmi düzenlemenin de altın kuralıdır. 

Uykuya dalamamak, çok sık uyanmak veya uykuyu alamadan uyanmak çoğu kişinin yaşadığı problemlerden. Bu problemlerin sebebi psikolojik olabilirken çoğu kişinin aklına gelmeyen küçük sorunlardan da kaynaklanabiliyor olabilir. İşte kaliteli bir uyku için yapılması gerekenler:

1. Yatmadan önce mavi ışıktan uzak durun

Kızıl ötesi ve mavi-mor bandında olan ışıklar insan gözü için çok zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu ışıklara en çok televizyon, led lambalar, cep telefonları, tabletler gibi aletler yüzünden maruz kalırız. Yatmadan önce gözü yoran ve mavi ışığa maruz bırakan bu aletlerden olabildiğince uzak durun. Beyaz ışık veren led lambalarınızı sarı renkli aydınlatmalar ile değiştirin. Havanın kararmasıyla birlikte evde kendinize daha loş bir ortam sağlayın. Bu şekilde doğuştan programlı olduğumuz doğanın ışık ritmine uyum sağlamış olacaksınız ve uykunuzun daha rahat geldiğini fark edeceksiniz.

2. Sessiz Bir Ortamda Uyumaya Çalışın

Televizyon karşısında uyumak, müzik dinleyerek uyumak veya odada birileri konuşurken uyumaya çalışmak vücudunuzun ve beyninizin sizi dinlendirmek için ihtiyaç duyduğu ortamdan çok uzak. Uyku vaktiniz geldiğinde uyumak için olabildiğince sessiz bir odaya veya ortama geçin ve kendinizle baş başa kalın. Sessiz bir ortam sağlayamıyorsanız kulak tıpacı kullanmayı değerlendirebilirsiniz.

3. Sorunlar yatmadan önce çözülmez.

Yatmadan önce günlük problemleri,sizi mutsuz eden durumları düşünmemeye çalışın. Bu sorunları düşünmeyi erteleyin. İyi bir uyku alırsanız ertesi gün sorunları çözmek için daha çok enerjiniz olacak.

4. Odanızı zifiri karanlık yapın.

Vücudunuz kendini yenileme ve onarma işlemini ancak zifiri karanlık bir odada uyuduğunuzda yapabiliyor. Bunun için ışık geçirmeyen black out perdelerden edinebilirsiniz. Odanızda alarm, telefon ışığı veya sokak lambası ışığı gibi gelebilecek hiç bir ışık olmamalı.

5. Yatak odanızda elektronik hiç bir şey bulundurmayın.

Telefon, televizyon gibi radyasyon yayan hiç bir elektronik cihaz uyuduğunuz odada bulunmamalı. Bu cihazlardan yayılan radyasyon vücudunuzu daha da yorgun düşürecek ve kaliteli dinlenmenizi engelleyecek. Alarm kurmanız gerekiyorsa eski tip çalar saatleri kullanabilirsiniz.

6. Yastık imza gibidir

Herkesin yastık tercihi kendi kafa ve boyun yapısına göre farklı olmalıdır. Kimi yumuşak,kalın yastıkta rahat uyurken kimisi ince yastıkları tercih eder. Kendinize en uygun yastığı bulmak için uyku ürünleri satan bir mağazaya gidiniz ve denemeler yapınız. Tüm koşullar düzenlenmiş olsa bile yanlış yastık ile uyursanız sabah yine dinlenmiş olarak kalkamayabilirsiniz.

7. Yatmadan önce meyve yemeyin ve kafein almayın.

Kafeinin uyku açıcı özelliği olduğunu hepimiz biliriz. Yatmadan bir kaç saat önce çay ve kahve içmeyin. Bunun dışında özellikle C vitamini içeren meyveler de uyku açıcı özelliktedir. Bir çok meyvenin enerji veren özelliği olduğu için sakinleşmeniz gereken vakitte bu gıda ve içeceklerden uzak durun.

8. Akşam yemeğinde ağır yiyeceklerden uzak durun.

Akşam yemeğini olabildiğince erken bir saatte yiyin ve yatmadan önce su dışında bir şey almamaya çalışın. Sindirimi zor gıdaların yenilmesi mide, bağırsak gibi uyku vaktinde dinlenmeye geçen organları yorar.

9. Gündüz yatak odanızı iyi havalandırın

Uyumak yemek yemek gibidir. Her gün ihtiyaç duyarız ve öncesinde hazırlık yapmamız gerekir. Kaliteli ve sağlıklı bir uyku için gündüz odanızı iyi havalandırdığınızdan emin olun. Odanızın yeterince havalanması temiz havanın odaya dolması ve bol oksijen demektir. Ayrıca yatak odanızda bitki bulundurmayın. Bu bitkiler geceleri karbondioksit salınımı yapar.

10. Oda sıcaklığını kontrol edin

Yattığınız odanın çok sıcak veya çok soğuk olması uyku kalitenizi etkileyecektir. Normal oda sıcaklığı 21 derece olmalıdır.

11. Çok geç yatmayın

Aşırı geç saatlere kadar uyumamak bedeninizi yoracaktır. Kaç saat uyuduğunuzda uykunuzu tam olarak alabildiğinizi bulmaya çalışın. Uzmanlar yetişkinler için ortalama 8 saat uyumanın gerektiğini belirtiyorlar.

Kaliteli ve sağlıklı bir uyku için yapılması gerekenleri sıraladık. Bu düzenlemeleri bir kez yaptığınızda tekrarı gerekmeyecektir. Uyku öncesi doğru beslenme ve dijital ekranlardan uzak durmak ise kendiniz için edineceğiniz en güzel alışkanlıklardan.

Çizgi karakter olarak çizilmiş bir tane gezegen resmi üzerinde gördüğümüz sarı saçlı, minik, yalnız ve şaşkın bakışlı bir çocuk Küçük Prens. Şaşkın çünkü bir çok gezegeni ve en son da dünyayı görmeye gelen küçük dostumuz insanların egolarına, arkadaşlığa bakışına, bencilliğine hayret ediyor. İnsanların mutlu olması için sahip oldukları bir çok neden varken mutlu olamamalarını ve sürekli birbirlerini rahatsız etmelerini anlamlandıramıyor.

 

Fransız yazar Antonie De Saint -Exupery’nin eseri Küçük Prens, bir çocuk kitabı olarak yola çıksa da yetişkinlerce de çok sevildi ve dünyada 140 milyonu aşkın baskı yaptı. Kitapta uçağı bozulduğu için bir çöle inmesi ve uçağını tamir etmesi gereken bir pilotla, küçük prensin karşılaşması ve diyalogları anlatılır. Prens gezegenden gezegene dolaşmakta ve karşılaştığı olayları, kişileri yorumlamaktadır. Gizemli Küçük Prens’in kendine has özellikleri var, hiç bir soruya cevap vermez. Kendisi sorusunun cevabını alana dek uğraşır. Kafasına koyduğunu yapar, sevgi doludur ve ön yargı taşımaz. Çiçekler, hayvanlar, insanlar hepsi onun için eşit ve dostturlar.

 

İşte Küçük Prens felsefesinin bir akım olarak dünyaya yayılmasını sağlayan ve insanlara bir ders niteliğinde olan önemli sözleri ve diyalogları:

 

-Eğer kelebekleri tanımak istiyorsak bir kaç tırtıla katlanmak gerekir. Fakat tırtıl sayısına çok dikkat edilmelidir.

 

-En zoru budur: kendini yargılamak, başkalarını yargılamaktan daha zordur. Kendini gerektiği gibi yargılayabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.

 

-Sana hayranım. Ama bu seni neden ilgilendirsin ki?

 

-Sana ait olanı bu kadar önemli yapan, onun için harcadığın zamandır.

 

-Küçük Prens: İnsanlar nerede? Çölde kendini yalnız hissediyor insan.

Yılan: İnsanların içinde de öyle hissedersin.

 

-İnsanların hiç bir şeyi anlayacak vakitleri yok. Her şeyi dükkandan hazır alıyorlar. Ve arkadaşlar dükkanda satılmadığı için de hiç arkadaşları olmuyor.

 

-Hiç kimsede olmayan yıldızlara sahip ol. Bu her zaman seni en uç noktaya taşır. Kimsenin göremediklerini görürsün.

 

-İnsanlar bu gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın.Evcilleştirdiğin (kendine alıştırdığın) şeyden sonsuza dek sorumlusun.

 

-Sadece çocuklar ne aradığını bilir.

 

-Çölün güzelliği bir yerlerinde bir kuyu gizliyor olmasında.

 

-Senin yaşadığın yerdeki insanlar aynı bahçenin içinde binlerce gül yetiştiriyorlar ve yine de aradıklarını bulamıyorlar. Aslında aradıklarını tek bir gülde ya da bir avuç suda bulabilirlerdi.

 

-Bir yıldızda bulunan bir çiçeği seversen, gece gökyüzüne bakmak güzeldir. Bütün yıldızlar çiçek açar.

 

-Üzüntünü aşıp teselli bulduğunda, -zaman- bütün acıları iyileştirir.

 

-Hiç bir şey mükemmel değildir.

 

-İnsanlar hayal etmekten yoksundurlar. Onlar sadece kendilerine söyleneni tekrar edip dururlar.

 

-Kendini beğenmişler övgülerden başka hiç bir şey duymazlar.

 

-Büyüklerin hepsi birer çocuktu ama çok azı bunu hatırlar.

 

Küçük Prens fikirleri ile adeta bir akımın öncüsü oldu. Okuyan herkes onu çok sevdi öyle ki, artık her yerde Küçük Prens baskılı eşyalar görmeye başladık. İnsanlar yanlarında onu ve fikirlerini hatırlatacak şeyler bulundurmaya başladı. Küçük Prens gerçekten hatırlanmaya değer.