Yazar

womanlogy

Yazılar

Cildimiz vücudumuzun diğer yerlerine göre daha hızlı yaşlanır. Cilt yaşlanması yaşa, strese, bakım yapılıp yapılmamasına,uykusuzluğa, kirli hava ve yoğum yaşam temposuna bağlı olarak erken ya da geç olabilir. Üstelik bir insanın yaşlanmaya başladığı ilk cildinden anlaşılır. Hafif kırışıklıklar, kuru cilt, lekeler şeklinde başlayan yaşlanma belirtilerine karşı önlemler erken alındığında süreç yavaşlayabilir, var olan belirtiler de gizlenebilir. İşte bunun için yapmanız gereken 6 adım:

 

1- Gül suyunu buz küpleri haline getirip yüzünüze buz kompresi yapın. Özellikle göz kenarlarınızda kaz ayağı çizgileri üzerine, alın çizgilerine ve yüzünüze aşağıdan yukarıya doğru yer çekimine ters şekilde hafif bastırarak bu buz küplerini gezdirin. Soğuk baskı cildinizi gerginleştirirken gül suyu doğal tonik görevi görecek.

 

2- Günlük olarak sabah kalktığınızda yüzünüzü yıkadıktan sonra parmaklarınızla hafif hareketlerle yüzünüze masaj yapın. Bu, masaj yaptığınız bölgelerde kan akışını hızlandıracak, oraya bir canlılık getirecek ve yaşlanmayı geciktirecek.

 

3-Günümüzün yükselen trendi yüz yogasını cildinize uygulayın. Bunun için Yüz Yogası Nasıl Yapılır adlı yazımızı inceleyebilirsiniz……..Vücudumuzun spora ihtiyacı olduğu gibi yüz kaslarımızın da hareket ettirilmeye ve tembel bırakılmamaya ihtiyacı vardır. Yüz yogası ile kaslarınızı canlandırıp olduğunuz yaşın bile gerisine gidebilirsiniz.

 

4- Cildinizi içten ve dıştan nemlendirin. Cilt kırışıklıkları çatlayan topraklar misali kuruluktan ve nemsizlikten oluşur. Cildinize uygun olarak seçeceğiniz bir nemlendirici krem ile düzenli olarak yüzünüzü ve vücudunuzu nemlendirin. Gün içerisinde en az 2 litre su içerek de ihtiyaç duyduğu nem takviyesini içeriden sağlayın.

 

5-Kırışıklığın kendini belli ettiği dudak kenarları, göz çevresi, alın, eller, boyun ve göğüs bakımınıza ekstra dikkat edin ve zaman ayırın. Özellikle buraları nemlendirmeye çalışın ve yanlış mimikler yapmamaya dikkat edin. Göz çevreniz için yazın mutlaka güneş gözlüğü kullanın.

 

6- Güneş ışığından doğru faydalanın. Solaryum gibi cilde zararlı ışınlar yayan uygulamalardan kaçının. Yazın saatlerce güneşlenmek çok eskide kaldı. Atmosferin delinmesiyle güneşin zararlı ışınları filtrelenmeden direk olarak cildimize yansıyor. Bu da öncelikle kanserojen etki yapıyor ve cildin erkenden kırışıp yaşlanmasına sebep oluyor. Güneşten faydalanmak için doğru saatlerde ve doğru sürelerde güneş altında olun.

Güçlü, sağlıklı ve canlı saçlara sahip olmayı kim istemez ki? Saç yapısı kalıtsal etkenlere bağlı olduğu gibi aynı zamanda beslenme ile de doğru orantılıdır. Peki hangi besinler saçlara iyi geliyor öğrenmek ister misiniz?

 

  • Yumurta : Tüm organlar için önem taşıyan yumurta, sağlıklı saçların da çok iyi dostu. Her gün 2 adet yiyeceğiniz yumurta yalnızca saçlar değil, diğer organlar için de mucizeler yaratıyor. Yumurta içinde bulunan demir ile saç dökülmeleri de önleniyor. Yine yumurta içinde bulunan kükürt ise saç uzamasını hızlandırır. Yumurtanızı haşlarken çok katı hale getirmeden tüketmeye çalışın, aksi takdirde yumurta kanserojen etkisi olan bir hal alıyor.

 

  • Çiğ Badem : Yararlarının neredeyse sınırsız olduğu badem, bol miktarda çinko, demir ve magnezyum içererek saçın uzamasına da destek oluyor. Çiğ, tuzsuz ve kavrulmamış badem tüketmeye gayret edin. Saçlarınızda bir avuç badem bile mucizeler yaratacak. Ayrıca badem yağı ile de saç derinize haftada bir kez masaj yaparak saçlarınızı nemlendirebilirsiniz. Üstelik bu işlem için yalnızca 10 dakika ayırmanız yeterli.

 

  • Süt ve Süt Ürünleri : Kalsiyum deposu olan süt ve süt ürünleri, içerdiği kalsiyum ve protein sayesinde hem saçın uzamasına katkıda bulunur hem de saçın doğal nemlendiricisi görevini üstlenir. Kurumuş ve yıpranmış saçlarınızın can dostu süt ve süt ürünlerini hayatınızdan eksik etmeyin. Ayrıca soğuk sütü azar azar saçlarınıza sürüp yarım saat bekletip durulayarak da harika bir süt maskesi ile saçlarınıza moral vermeyi unutmayın.

 

  • Somon :Et, tavuk ve balığın protein bakımından zenginliği tartışılamaz. Ancak özellikle somonda bulunan Omega 3, D vitamini, B12 vitamini, demir ve protein saçın yumuşaklığını, gücünü arttırır ve saç derisini besler. Uzmanlar haftada 2 gün sofranızdan eksik etmemenizi öneriyor.

 

  • Su : Her şeye iyi gelen su, işte yine kahraman olarak karşınızda. Saçınızın kurumasını istemiyorsanız, ışıl ışıl canlılığıyla göz alıcı olmasını istiyorsanız o zaman günde en az 8 bardak su içmeye kendinizi alıştırın. Su tercih ederken ise mineral seviyeleri yüksek olan su markalarını araştırmakta fayda var.

 

  • Yeşil Yapraklı Sebzeler : Brokoli, marul, semizotu, maydanoz, roka, nane,ıspanak, pazı, lahana bunlardan en sık tüketebileceklerimiz. Yeşil yapraklı bu sebzelerin içerdiği A ve C vitamini saç için bir nevi oksijen desteği gibidir. Bu sebzeleri özellikle çiğ tüketmeye çalışın. Pişirmek istiyorsanız da buharda pişirmeye ve çok fazla pişirmemeye dikkat edin.
  • Keten Tohumu : Vejeteryanlara müjde. Omega 3 bakımından çok zengin bir kaynak olan keten tohumu tam size göre. Keten tohumunu kaynatarak içebilir, öğütülerek toz haline getirilip 1 kaşık tüketilebilir veya öğütülmüş halini çorbalara, yoğurda ekleyebilirsiniz. Keten tohumu saçlarınızı güçlendirir, kırıkları onarır ve saçınızın hızlı uzamasına yardımcı olur.

      Beslenme haricinde saça iyi gelecek farklı yöntemler de var elbette. Ancak saçın dipten uzadığını ve en ciddi faktörün beslenme olduğunu unutmayın. Peki başka neler yapılabilir derseniz, “Güçlü Saçların Dostu Doğal Yağlar” yazımıza göz atabilirsiniz.

Kış aylarının en sağlıklı sebzelerinden olan brüksel lahanasının yemeğini henüz denemediyseniz hızla denemenizi öneririz. Kendine has tadı ve sevimli şekli olan brüksel lahanasını hem zeytinyağlı hem de etli olarak tüketebilirsiniz.

 

Malzemeler:

 

-Yarım paket brüksel lahanası

-2 patates

-1 orta boy soğan veya bir avuç arpacık soğan

-1 adet havuç

-1 kahve fincanı pirinç veya bulgur

-2 diş sarımsak

-1 adet limon

-Zeytinyağı

-Tuz

 

Hazırlanışı:

 

-Derin bir tencere içerisinde soğanları zeytinyağında kavurun.

-Havuçları ince ince dilimleyin ve patatesleri küp şeklinde doğrayın.

-Havuç ve patatesleri kavrulmakta olan soğanlara ekleyin ve birlikte biraz kavurun.

-Brüksel lahanalarını iyice yıkayın ve diğer sebzelere ekleyin.

-Sebzelerin üzerini biraz geçecek kadar su ilave edin.

-Yıkanmış pirinç (veya tercihinize göre bulgur) ve tuzu ekleyin.

-Piştikten sonra biraz soğumasını bekleyip 1 limonun suyunu ilave edin.

-Soğuk servis etmeniz önerilir. Afiyet olsun.

Bütün gün vücudunuzun tüm yükünü çeken aslında ayaklarınızdır. Genellikle kapalı kalan ve ağırlık taşıyan ayaklar; bakımsızlık, yanlış ayakkabı kullanımı, yaşın ilerlemesi, çok fazla ayakta durmak gibi nedenlerle yıpranır. Ayaklarınız çatlaklar ve ağrılarla yorgunluğunu ve bakıma ihtiyacı olduğunu size belli eder. Ayak bakımınızı ihmal etmemek için önerilerimize göz atabilirsiniz:

 

  • Yanlış ayakkabı ve terlik kullanımından kaçının. Bu; kemik çıkıntısı, tırnak batması gibi yapısal bozukluklara neden olabilirken aynı zamanda ayak derinizin de deforme olmasına sebep olur ve acı verir.

 

  • Ayak çatlaklarınızın olmaması için ayağınızı nemli tutun fakat ıslak bırakmaktan da kaçının. Ayaklarınızı her gün yıkayın ve kurulayın. Sıkça nemlendirici kreminizi uygulayın üzerine pamuklu bir çorap giyerek ayaklarınızın bir süre nemli kalmasını sağlayın.

 

  • Tırnak batmalarının önüne geçmek için ayak tırnaklarınızı düz olacak şekilde sıkça kesin.

 

  • Banyodan sonra veya ayaklarınızı limonlu ılık bir suda beklettikten sonra ponza taşı ile ölü derilerinden arındırın.

 

  • Metal tırnak törpünüzü cam törpüler ile değiştirin.

 

  • Yazın güneş kremi uyguladığınızda ayaklarınıza da sürmeyi ihmal etmeyin.

 

  • Ortak kullanım alanı olan havuzlar, spa merkezleri gibi yerlerde terliksiz yürümeyin. Bu siğil gibi bulaşıcı deri hastalıklarının önüne geçmenizi sağlar.

 

  • Geceleri çorapsız yatmaya çalışın. Ayaklarınız böylece hava alacaktır.

 

  • Pedikür yaptırıyorsanız kuaföre giderken kendi törpü, ponza taşı, havlunuzu götürmeye çalışın. Ortak kullanılan malzemeler başta mantar olmak üzere bir çok bulaşıcı hastalığın yayılmasını sağlar.

Henüz mutfaklara yeni yeni giriş yapan sağlıklı beslenmeye önem verenler için mükemmel avokadolu salatayı denemek isterseniz:

 

Malzemeler :

 

  • Bir avuç ceviz (çok ufak parçalar önerilmez.)
  • 1 adet olgunlaşmış ve dilimlenmiş avokado
  • 1 adet yeşil biber,
  • 1 adet kırmızı kapya biber,
  • 4-5 yaprak marul,
  • 2 adet yeşil soğan,
  • Yarım bağ roka,
  • Bir avuç taze nane,
  • Bir tutam maydanoz,
  • 1 adet limon,
  • Zeytin yağı,
  • Nar ekşisi

 

Tarifi :

 

  • Tüm malzemeleri istediğiniz boyutlarda doğrayarak bir kabın içerisinde buluşturun. İsteğe göre bir miktar mısır, kekik ve tuz da ilave edebilirsiniz.

 

Not:

      Avokadonun çekirdeğini  bir köşeye ayırıp  “Avokado Çekirdeğinin Güzelliğinize Katkıları” isimli yazımızı okuyarak, kişisel bakımınızda değerlendirebilirsiniz.

Kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız, haftada en az 2 kez balık yemeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Omega 3 deposu olan somon için işte mükemmel pratik ve sağlıklı bir tarif :

 

Malzemeler:

 

  • 1 adet temizlenmiş ve bölünmüş somon balığı,
  • 2 adet bölünmüş patates,
  • 2 adet bölünmüş havuç,
  • İsteğe göre 4-5 diş soyulmuş sarımsak,
  • İsteğe göre kekik ve tuz,
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ,
  • Fırın tepsisine sermek için yağlı kağıt

 

Hazırlanışı :

 

  • Temizlenmiş ve yıkanmış olan somon balığının suyunu iyice süzdükten sonra fırın tepsinizin zeminine serdiğiniz yağlı kağıdın üzerine yerleştirin.
  • Havuç ve patatesleri ayrı bir kabın içerisinde az miktarda sıvı yağ ile tuz ve kekikle karıştırın ve yağlı kağıdın üzerine dizin.
  • Arzuya göre fırın tepsinize sarımsak da ilave edebilirsiniz.
  • 160 dereceye getirdiğiniz fırınınıza ortalama 30 dakika pişmesini bekleyin.

 

Öneri :

  • Havuç ve sarımsaklar daha önce pişeceği için ya daha geç fırına atın ya da daha erken fırından alın. Aksi takdirde yanabilirler.

 

Afiyet olsun.

Bebeklerde pişik sıkça görülen bir durumdur. Hassas tenleri özellikle uzun süre kapalı ve nemli kaldığında pişiğe neden olan mantarlar ürer ve cildinde kızarıklıklara, kaşıntıya, ağrıya neden olur.

 

Bebeğinizi pişikten korumak için bunlara dikkat ediniz:

 

*Her gün alt değiştirirken bebeğinizin poposunu toplamda 20 dakika havalandırmaya çalışın.

*Bebek bezi seçiminizi iyi yapın. Parfümsüz, pamuk yüzeyli, kaliteli bezler kullanmaya çalışın.

*Bebeğinizin poposunu her seferinde sabun kullanmadan sıkça yıkayın.

*Pişik olmuş deriyi zeytinyağı ile yumuşatın.

*Bebeğinizin poposunu temizlemek için ıslak mendil kullanmayın. Bunun yerine poposunu kaynatılmış ve ılıtılmış suyu bir pamuğa dökerek silin. Peçete ile kurulayın.

*Bebeğinizin altını sıkça kontrol edin ve bez ıslanır ıslanmaz değiştirin. En geç 3 saatte bir alt bezini değiştirmeye özen gösterin.

*Anne sütü alan bebeklerde annenin yediği bazı şeyler de pişiğe neden olabilir bunun için anne her zaman doğal ve asidi az olan şeyler ile beslenmelidir.

*Pişik olan bölgeye bebek pudrası sürmekten kaçının.

Bilinir ki hayattaki en önemli seçim; işini ve eşini doğru seçmekten geçer. Başroldeki bu ikili, hayatınızı zirveye de taşıyabilir, sizi diplere de itebilir. “Eş Seçiminde Püf Noktalar” konusuna başka bir yazımızda değindik, şimdi ise gelelim meslek seçiminde püf noktalara :

  • Sektör araştırması yaptınız mı? Elbette ki ilgi alanınıza göre bir meslek seçmeniz ilk önerimiz ancak ileride iş değiştirmenin zorluğunu düşünürsek, meslek seçmenin öncesinde güzel bir araştırma yapmak şart. Seçmeyi düşündüğünüz meslek erbaplarından bilgi toplayın. Hayalinizdeki mesleğin dezavantajlarını ve avantajlarını objektif bir şekilde masaya yatırın. Çoğunluğun memnun olmadığı bir işi seçerken 2 kere düşünmekte fayda var.
  • Gönüllü olur musunuz? : Bir anlığına para kazanma ihtimalinizi unutun. Seçmeyi planladığınız mesleği, gönüllü olarak da yapar mıydınız? Bu kilit sorunun cevabı o mesleğe olan asıl sevginizi göstermek için yeterli. Cevabınız hayır ise, seçiminizi hemen değiştirin çünkü sadece para için yapılan meslekler bir süre sonra sizi mutsuzluğa itecektir.
  • Staj yaptınız mı? Bu işi yapan bir tanıdığınızın yanında kısa süreliğine de olsa stajyer olarak çalışın. Mümkünse işin içine girmeden mesleğinizi seçmeyin. Eğer seçeceğiniz meslekte tanıdığınız yok ise, çevrenize danışmaktan çekinmeyin. Çünkü hayatınızın en önemli kararlarından birini verirken çekinmek size sadece kaybettirir.
  • Bir B planı yaptınız mı? Turizm bölümünde okudunuz, otelcilik hayaliniz var. Sektörel sıkıntılar doğarsa, alternatif olarak hangi işe yönelebilirsiniz? Evdeki hesabın çarşıya uymadığını düşünürsek, hayallerinize doğru yol alırken kendinize bir B planı yapın bu sizi daha güvende hissettirecektir.
  • Hayalinizdeki iş ortamı nasıl? Ofiste arkadaşlarınız ile samimi bir ortam mı sizi mutlu eder, yoksa kapalı kapılar ardında bunalan tiplerden misiniz? Para kazanırken dışarıdaki hayatın her saniyesini doyasıya yaşamak mı istiyorsunuz yoksa sıcacık bir ofiste kahvenizi yudumlamak mı? Kısacası siz bir ofis çalışanı olmaya mı uygunsunuz yoksa saha çalışanı olmaya mı? Cevabı sizde.
  • Risk almayı sever misiniz? Bir memur olup emekli olana kadar iş güvencesi içinde yaşamak mı sizi daha çok çekiyor, sürekli daha iyi şirketlere kapak atıp yükselmek mi yoksa tüm riskleri göze alıp kendi işinizi kurmak mı? Risk almayı sever misiniz?

          Peki siz mesleğinizi çoktan seçtiniz ve seçiminizden pişman mısınız? Hiç bir şey için geç olmadığını lütfen unutmayın. Ömür boyu mutsuz olacağınıza, dişinizi sıkın ve başka bir alanda eğitim alın. Çünkü hayat, keyifle yaşamak için ve siz de bu hayatın tadını çıkarmak için varsınız.

Sağlıklı bir ilişkide en önemli unsur güvendir. İlişkinizde güvensizliğe asla izin vermeyin ama tedbirli olup gözünüzü arada bir de açmanın kime ne zararı olabilir ki? Aşağıdaki tespitler aldatan insanların en çok başvurduğu davranışlar olarak biliniyor:

 

  • Uyku aşkı : Araştırmalara göre en sık söylenen yalanlardan birisi “uyuyordum”. Sevgilinize ulaşamadığınızda genellikle bu cevabı alıyorsanız, kendisi yerine sizi uyutuyor olabilir mi? Anlamak için arada bir evine sürpriz yapmak güzel fikir.

 

  • Artan mesailer : Mesaiye kalma yalanı genelde birlikte yaşayan çiftlerin en sık kullandığı yalanlardan biridir. Sevgiliniz veya eşinizin mesaiye kalma ihtimali elbette gerçekten var. Ancak durumu arada bir de olsa kontrol etmeye ne dersiniz? Sonradan üzülmek yerine hızlı tespit en iyisi.

 

  • Görünmeyen telefon : Aldatan insanların telefonlarına dikkat. Telefonlarını çok mecbur olmadıkça ortalıkta bırakmazlar, çantasında veya cebinde taşırlar. Aynı zamanda telefonlarının sesi genellikle sessiz durumdadır. Hele bir de sizin bilmediğiniz bir şifre ile açılıyorsa o tuşlar, dikkatler bu tarafa.  

 

  • Sebepsiz mutluluk : Dönem dönem hepimiz daha mutlu ve daha neşeli olabiliriz. Ancak bu gözle görülür miktarda sebepsiz mutluluğun nedeni hakkında hiç bir fikriniz yoksa, eşinizi mutlu eden başka biri olma ihtimalini de unutmayın. Çünkü mutlu çiftler birbirleriyle mutluluklarını paylaşmaktan çekinmezler, sizin de bu keyfin sebebini bilmek en doğal hakkınız. Öğrenin, birlikte mutlu olun.

 

  • Ani sinirlenmeler : Kuşkuyla sorduğunuz 1-2 soruya çok ters bir cevap mı aldınız? Geç geldiği zaman soru sormaya çekinir hale mi geldiniz?  Eşinizin bu gereksiz siniri için bir açıklaması olmalı, nerede olduğuyla ilgilenmeniz onu mutlu edeceğine, huzursuzlaştırıyorsa aman diyoruz.

         Bu maddelerden size tanıdık gelen var mı? Objektif bir şekilde ilişkinizi tartmanın işte tam zamanı. Elbette amacımız sizleri huzursuz etmek, ilişkinizden soğutmak değil, tam tersi ilişkinizde güvenin perçinlenmesi.

Evdeki mevcut malzemelerinizle kendinize hem doğal hem de sağlıklı cilt maskeleri yapmak isterseniz sizin için hazırladığımız %100 doğal üç cilt maskesine göz atabilirsiniz.

1- Canlandırıcı Maske

 

           Malzemeler:

           5 adet aspirin

           1 yemek kaşığı yoğurt

           Yarım yemek kaşığı bal

Bütün malzemeleri karıştırıp, temiz cildinize ince bir tabaka halinde uygulayın. 10 dakika bekleyip yüzünüzü soğuk su ile yıkayın.

2- Yaşlanma Karşıtı ve Peeling Etkili Maske

           Malzemeler:

           1 yemek kaşığı kahve telvesi

           1 tatlı kaşığı bal

 

Bütün malzemeleri karıştırıp, temiz cildinize ince bir tabaka halinde uygulayın. 10 dakika bekleyip yüzünüzü soğuk su ile yıkayın.

3- Nemlendirici ve Parlaklık Veren Maske

          Malzemeler:

          1 tatlı kaşığı keten tohumu

          3 yemek kaşığı kaynayan su

 

       Kaynayan 3 yemek kaşığı suya 1 tatlı kaşığı keten tohumunu ekleyip 10 dakika pişirin. Blenderdan geçirin ve karışım ılıyınca ince bir tabaka halinde cildinize sürün. 10 dakika bekleyip cildinizi soğuk su ile yıkayın.