Etiket

byron katie

Yazılar

FMK Bilgelik Atölyesi Kurucusu, Eğitmen, Yazar ve The Work Kolaylaştırıcısı Feza Karakaş stresin nedenlerini ve The Work metodu ile stresle nasıl başa çıkılabileceğini iş hayatından örneklerle açıkladı.  Her Şey Bizim İçin Oluyor, Mutluluk Projesi ve Özgürlük Projesi kitaplarının da yazarı olan Feza Karakaş bu yazıda strese neden olan düşünce kalıplarını ve Byron Katie’nin The Work metodu ile sorular sorarak farklı bakış açılarının nasıl geliştirilebileceğini anlattı. 

Stres yaşam sürecinde hepimizin deneyimlediği dış etkenlere verdiğimiz bir tepkidir. Korku, baskı, güvensizlik, yetersizlik duygusu, rekabet, kusursuz olma arzusu, sevgi ve onay beklentisi, kendimizi ifade edemediğimiz, küçük veya ezik hissettiğimiz, hakkımızın verilmediğine inandığımız, dünyanın gidişine güvenemediğimiz, ihanete uğradığımız, yalan ile karşılaştığımız, hayal kırıklığına uğradığımız, kalbimizin kırıldığı gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Kısacası stres insanları iş hayatı, aile, sağlık, arkadaşlık, ebeveynlik, evlilik, kariyer, boşanma, iş ve yer değiştirme, emeklilik, savaş, romantik ilişkiler, ekonomi ve sosyal alanlar, ölüm gibi pek çok alanlarda etkileyebilir. 

Strese düşüncelerimiz ve yaşama bakış açımız neden olabilir.  Stresle başa çıkmanın ilk adımı bize stres veren durum ve düşünceyi tespit etmektir.  Strese neden olan düşüncelerimizin kaynağını farkına vararak tespit etmek o konu üzerine yoğunlaşmamıza ve düşüncelerimize inanmadan önce doğruluk testi vermemize, daha doğrusu her strese neden olan düşünceye körü körüne inanmamanıza alan açacaktır.  

Atalarımızın ‘’azı karar, çoğu zarar’’ dedikleri gibi belli bir miktarda deneyimlenecek stres faydalı olup, tehlikelerden korunmamıza neden olurken fazlası ise hem beden hem de zihin sağlığımıza zarar verir. Yaşam kalitemizi düşürüp, beden sağlığımızın bozulmasına, duygularımızı etkileyip karamsar olmamıza ve davranışlarımızın da olumsuz etkilenmesine sebep olabilir.  Dolayısı ile farkına varmak ve stresin kaynağını tespit etmemiz fuzuli stresten özgür olmamızı sağlayabilir. 

Yaşamımın değişik dönemlerinde bende stresi zaman zaman ve bazen de sık sık deneyimledim. Genç yaşta yurt dışına gidip ailemden ayrılma ve hasret çekme, öğrencilik yıllarından test stresi, arkadaşlar arasında popüler olma, onay alma, beğenilme stresi, iş hayatında terfi alma, maaş artışı, evlilik, hamilelik, anne olma ve çocuklarımın sorumluluğunu alma, hastalık, yaş alma, kilo alma, para kazanma ve kaybetme, iş sahibi ve yönetici olma, çok sevdiğin aile yakınlarını kaybetme gibi pek çok stres yaratabilecek yaşam sahnelerini yaşadım.  

Stresi 40 yaşlarımın başına kadar derinden deneyimledim. Her şeyim olmasına rağmen endişe, korku, kaygı, güvensizlik gibi duyguları deneyimledim ve bunu normal zannettim. 2004 yılında elime tesadüfen geçen bir video ve kitap ile başlayan uyanma yolculuğum beni şu andaki farkındalık ve bilinçli yaşama getirdi. Ne mi yapıyorum? Düşüncelerimi sorguluyor ve onlara doğruluk testi veriyorum. 

Byron Katie’nin The Work düşünce sorgulama yöntemini uyguluyorum. 

  1. Bana hangi durumun stres verdiğini saptıyorum. Ne oldu? Kim ne dedi? Ne zaman oldu? Olana ne mana verdim? Deneyimlediğim duygu ne? 

Örneğin: Bana stres veren bir durum buluyorum. İş yerimdeyim ve şirketim için çalışan Ayşe yapmasını istediğim şeyleri yapmıyor ve bana göre kendi bildiğini okuyor.  Stres veren düşünce ‘’Ben Ayşe’ye kızgınım çünkü benim sözümü dinlemiyor.’’

Ayşe’den ne istiyorum? ‘’ Ayşe’den benim sözümü dinlemesini, başına buyruk davranmasını istiyorum.’’

Ayşe’ye ne önerir, hangi tavsiyeyi verirdim? 

‘’Ayşe söz dinleyen biri olmalı, işverenine saygılı olmalı, şimdiki ana odaklanmalı, başı buyruk olmamalı, her şeyi bildiğini sanmamalı, saygılı olmalı.’’

Ayşe’nin bana vermesi için neye ihtiyacım var?

‘’ Ayşe’nin beni ciddiye almasına, benim pozisyonuma değer vermesine ve saygı duymasına, bana boyun eğmesine, sözümü dinlemesine, bildiğini okumamasına ihtiyacım var.’’

Ayşe hakkındaki yargılarım neler?

‘’ Ayşe kibirli, saygısız, başı buyruk, kendini beğenmiş, vefasız, kıymet bilmeyen, şımarık, kaprisli, düşüncesiz, odaklanamayan bir kadın.’’

Bir daha asla Ayşe ile neyi deneyimlemek istemiyorum?

‘’Bir daha asla iş hayatımda ona yap dediklerimi dinlemeyip, kendi başına buyruk davranmasını deneyimlemek istemiyorum.’’  

The Work yaparken doldurduğumuz bu formu dolduruyor ve arkasından her bir düşüncem ve yargım üzerinde sorgulama yapıp inandıklarımın gerçekten doğru olup olmadığına dair düşüncelerimin ifadesini alıyorum. 

Örneğin; ‘Ayşe beni dinlemiyor’ düşüncesini ele alalım. 

O durumda yani iş hayatımda ‘’ Ayşe beni dinlemiyor. ‘’ 

  1. Ayşe’nin beni dinlemediği doğru mu? O duruma gidiyorum ve sorunun yanıtını içimde buluyorum. Evet veya hayır diye yanıt geliyor. 
  2. Eğer ilk soruya gelen yanıt evet ise soruyu tekrar soruyorum. Ayşe’nin o durumda beni dinlemediğinden kesinlikle emin olabilir miyim? Gene o ana yani Ayşe’nin beni dinlemediğine inandığım ana gidiyorum ve sorumun yanıtını arıyorum. Evet veya hayır yanıtı geliyor. 
  3. Ayşe beni dinlemiyor düşüncesine inandığım zaman neler hissediyor, hangi duyguları deneyimliyorum? Kızgınlık, öfke, hayal kırıklığı hissediyorum. 
  • Ayşe’ye nasıl davranıyorum? Kızgın ve agresif oluyorum, onu işten çıkarmayı planlıyorum, arkasından konuşuyorum, hesap soruyorum, yapmadıklarına odaklanıyor ve kusur buluyorum. 
  • Ayşe beni dinlemiyor düşüncesine inanmak bana stres mi veriyor? Huzur mu? 

Stres veriyor. 

  • Ayşe beni dinlemiyor düşüncesine inandığımda kendimi neden mahrum ediyorum? Huzurdan mahrum ediyorum.

        4- Gene aynı durumda ve Ayşe ile durum aynı ama ben Ayşe beni dinlemiyor        düşüncesine inanmasam kim olur, neler hisseder, nasıl davranırdım? 

Huzurlu olurdum, sevecen ve kibar olabilirdim, kendimi ifade ederken kırıcı olmazdım, stres yapmazdım, olanı olduğu gibi kabul ederdim. Aynı olaya ve kişiye bakış açım değişir ve kabul halinden baktığımda bambaşka bir deneyim yaşardım. Olanı olduğu gibi kabul edip, her şey benim için oluyor, olan ihtiyacım olandır ve her şeyde bir hayır vardır gözlüğü ile bakardım dünyaya açılan penceremden. O zaman Ayşe’de kusur bulmazdım, o beni büyüten, huzurun yolunu gösteren rehberim, aydınlanmam için fenerim olurdu. 

‘Ayşe beni dinlemiyor’ düşüncesini kendime çevirdiğime ‘’Ben Ayşe’yi dinlemiyorum’ olasılığının gerçek olup olmadığına bakacağım. Evet o durumda acaba ben Ayşe’yi dinlemiyor olabilir miyim acaba? Hangisi dana doğru? Soruyorum kendime. Ayşe’nin beni dinlemediğimi yoksa benim Ayşe’yi dinlemediğim mi? İçime gidip sorumun yanıtını bulmaya çalışıyorum. Evet doğru ben Ayşe’yi dinlemiyorum. Onun olduğu gibi olmasına izim vermiyorum. Onun olduğundan farklı olmasını ve benim ihtiyaçlarıma göre hareket etmesini istiyorum. Bazı konularda haklı olabileceği olasılığını göz önüne almayarak onu dinlemiyorum. O konuşurken onu değil zihnimdeki onun ile olan beni dinlemediği hikayesini dinliyorum. 

Diğer bir tersine çevirmeye geçiyorum. İlk orijinal düşünceyi kendime çeviriyorum. ‘’Ben kendimi dinlemiyorum’’ Bu da doğru olabilir mi? Ayşe’nin beni dinlemediği mi yoksa benim kendimi dinlemediğim mi daha doğru? O durumda ben nasıl oluyor da kendimi dinlemiyorum? Evet doğru ben kendimi dinlemiyorum. Gerçek özüm olan koşulsuz sevgi, kabul ve şefkatin sesini dinlemiyorum. Her şey benim için olur ve evren dosttur diyen kalbimin sesini dinlemiyorum. Kusur bulan, şikâyet eden egomun sesini fark edip onun etkisinden kurtulmama rehber olacak farkındalığın sesini dinlemiyorum. 

Varsayayım ki Ayşe’nin beni dinlemediği doğru. Eğer Ayşe gerçekten beni dinlemiyorsa ve evrende her şey benim için oluyorsa Ayşe’nin beni dinlememesi neden benim için iyi? Ayşe’nin beni dinlememesinin bana faydası ne? Bana faydası olduğunu bulabilirim. Ayşe’yi olduğu gibi kabul etmemi öğretiyor. Asıl dinlemeyen kişinin ben olduğumu görmeme sebep oluyor. Farkındalığım artıyor. Kendimi ve Ayşe’yi dinlemeyi öğretiyor. 

Bu sorgulamadan sonra Ayşe ile olan ilişkim değişiyor. Ayşe aynı Ayşe ama benim deneyimim gece ile gündüz, siyah veya beyaz gibi çok farklı iki deneyim oluyor. 

Benim deneyimime göre stres iç dünyamızda yani zihinde yaratılıyor. Dış dünya iç dünyamızın yansıması olarak yaşam denilen perdeye yansıyor. Yaşamımız içerde yaratılıyor. Olaylara yüklediğimiz manalar ile dış dünyada deneyimleyeceğimiz stresin derecesi belirleniyor. İşte bu yüzden dış dünyada ne olursa olsun, kim ve hangi durum düğmelerimize basarsa bassın, ipler bizim elimizde. Olan olayları ve durumlara vereceğimiz mana ve bakış açımız ile deneyimleyeceğimiz stres düzeyimizi kontrol edebilme gücümün olduğunu deneyimliyorum. 

Stresten özgür günleri yaratmanız dileğimle.

Feza Karakaş

28 Mart 2022

Round Rock, Teksas