Etiket

çocuklarda özgüven

Yazılar

Herkes bebeğinin ileride özgüveni yerinde, sağlıklı düşünen ve hisseden yetişkinler olmasını ister. Kendi ayakları üzerinde durabilen, hakkını arayan ve doğru tercihler yapıp saygı gören yetişkinlerin oluşturduğu toplumlarda insanlar daha mutludur. Özgüven oluşumu ve gelişimi bebeklikte başlar. İşte bebeğinizin özgüveninin gelişmesi için yapabileceğiniz 10 davranış:

 

Kucağınıza alın: Bebeğinizi özellikle ilk 3 aylık dönemde bol bol kucağınıza alın. Dünyayı tanımadığı ve gözlerinin görmediği ilk günlerde daha çok korku hisseder. Sizi diğerlerinden kokunuz ile ayırt edecektir. Bu sebeple sık sık kucağınız tutun. Siz, eşiniz, sizin müsait olmadığınızda diğer aile bireyleri bol bol onu kucağına alsın. İlk 3 ayda bebekler alışkanlık geliştirmez. Kucağa alışır söylemlerine kulağınızı tıkayın.

 

Kundak yapın: Kundak yapma metodu eskilerde kalmış gibi görünse de önemi anlaşılmış ve yeniden uygulanması önerilmeye başlanmıştır. Özellikle bebekler ilk aylarda kollarını açarak irkilirler ve korkarlar. Kendilerini güvende hissetmeleri ve özgüven duygusunun başlaması için kundağa sarılı bir şekilde uyutulmaları önemlidir. Kundak uygulaması 3.ayın sonunda bırakılmalıdır. Bebeğiniz ilk 3 aydan sonra bambaşka bir çocuk olur ve hareketlenmeye başlar. 4.ay ile birlikte hareketlerini kısıtlayıcı kıyafet ve uygulamalardan kaçının. Ne şekilde rahat ediyorsa o şekilde yatabilmeli ve uyuyabilmelidir.

 

Zorla yedirmeyin: 6. ayın sonunda bebeğinizi ek gıdaya geçirirsiniz. 6. ay bebeğin sadece gıdaları tattığı ve yutmayı öğrendiği aydır. Bebeğinizle yemek yemeyi güç savaşı haline getirmeyin. İstemiyorsa onu zorlamayın, güç uygulayarak ağzını açtırmaya çalışmayın. Ağlatmayın. O, küçük de olsa sizden bağımsız bir birey ve tercihlerine saygı duyulmalı. Zorla yemek yedirilen çocukların yetişkinliklerinde özgüveni düşük bireyler oldukları kanıtlanmıştır.

 

Oynatmayın, oyununa eşlik edin: Bebeğinizle kaliteli vakit geçirmek adına ona belli başlı oyunları bir okul eğitimi edasıyla oynatmak istiyor olabilirsiniz. Fakat unutmamalısınız ki bu oyunlar bebeğinizin ilgi alanına, dikkatini toplama süresine bağlı olarak değişiklik göstermelidir. Örneğin birlikte bir kitap okuyacak veya resimlerine bakacaksanız onun dikkati dağılana kadar bakın, kitabı zorla bitirmeye çalışmayın. Sayfalarını o çevirsin, sayfaları atlayabilir atlasın. Siz hafif yönlendirmelerle ona eşlik edin. Ne oynayacağına ve ne kadar süreceğine bebeğiniz karar versin.

 

Keşfetmesinin önüne geçmeyin: Bebeğiniz nesneleri tutabilmeye, emeklemeye, bir yerden bir yere gidebilmeye başladığında keşfetme isteği ile her şeyi ağzına götürmek isteyecek ve her yere dokunmak isteyecektir. Cıs, pis gibi söylemlerle çocuğunuzu korkutmayın. Dokunacağı şey ilaç veya çok kirli bir şey olmadıkça dokunmasına ve keşfetmesine izin verin. Sizin kontrolünüzde özgürce gezsin yuvarlansın, ne tarafa gideceğine o karar versin.

 

Yemeği kendi yesin: Kendi başına yemek yiyebilecek çağa geldiğinde, yumuşak, canını acıtmayacak kaşıklar ile veya elleri ile yemeğini kendi başına yemesini teşvik edin. Bu şekilde etraf kirlenebilir, yemek yeme süresi uzayabilir fakat gelişen özgüveni karşılığında bu maliyetin lafı olmamalı.

 

Kıyafetini kendisi seçsin: Kendi başına giyinebilecek, kıyafet seçebilecek çağa geldiğinde onunla sohbet eder şekilde konuşun. Mevsimlere göre nasıl giyinilmesi gerektiğini anlatın. Sonra da bırakın kendi kıyafetini kendisi seçsin. Bazen bir kıyafeti bir hafta giymek isteyebilir. İzin verin. Kendi başına özerklik geliştirmesinin en güzel metotları montessori uygulamalarında geçer. Montessori metotlarını içeren detaylı yazımız …

 

Kıyaslamayın: Onu asla başka bebekler, çocuklar ve hatta kardeşleri ile kıyaslamayın. Her bireyin kendine has üstün ve daha yetersiz olduğu konular vardır. Bu bebekler için de böyledir. Geç diş çıkarabilir, geç konuşabilir veya yürüyebilir. Yürüyemeyen bir çocuk yok. Burada sabırla bekleyecek olan sizsiniz. Yapabileceğiniz tek şey onu motive etmek ve ona yardımcı olmak.

 

Tuvaleti alışkanlığı için baskı yapmayın: Çocukların çiş ve kakalarını tutan kasları 2 yaşına gelene kadar gelişmez. Bazı çocuklarda bu süreç uzar. Onu tuvaletini söylemesi için zorlamayın. Süreci zorlaştırmayın. Mümkün olmayan bir şey için ona da kendinize de zarar vermeyin. Tuvalet konusu çocuğun benlik gelişimi için çok hassas bir konudur. Baskı ilerideki hayatında özgüven eksikliğine sebep olacaktır.

Zorla özür dilettirmeyin: Çocuklar oyun sırasında anlaşmazlık yaşayabilir. Olabildiğince sürece dahil olmayın. Birbirlerine zarar verdikleri noktada dahil olsanız bile her iki tarafı da dinleyin ve çocuğunuz kendisini haklı görüyorsa ona zorla özür dilettirmeyin. Çocuğunuzun yerine kaosu çözmeyin. Hatalı ise diğer insanlardan ayrı bir yere geçerek onun boy seviyesine inin ve durumu konuşun. Özür dilemek isterse kendisi dilesin. Siz onun yerine dilemeyin. Aksi durumlar ilerde davranışlarının sorumluluklarını almamalarına veya her konuda özür dileme ve alttan alma isteğine sebep olacaktır.

Zeka gelişimi çocuğunuzun dünyaya geldiği ilk yıllarda başlar ve en hızlı gelişimini bu süreçte yaşar. Uzmanlar özellikle ilk 4 senenin çocuk zekası için çok önemli olduğunun altını çizerken aynı zamanda şu faaliyetleri de öneri olarak sunuyor:

 

  • Satranç: İleri görüşlülük, plan yapma, hedef belirleme, strateji kurma gibi konularda zekayı geliştirici etkisi bulunan satranca başlama yaşı 4-5  olarak belirlenmiştir. Ancak 4-5 yaş için, satranç oynamak değil, satrançtaki karakterleri tanıma yaşı diyebiliriz. Hangi taş daha önemli, hangi taş ne şekilde ilerler gibi tanıtıcı bölümler için 4-5 yaş uygundur. 6-7 yaşları ise satrancı oynamak için yeterli bir yaştır.

 

  • Piyano : Müzik ile “beynin erken gelişimi” ve “konsantrasyon” doğru orantılıdır. Piyano ise diğer çalgılara göre daha somuttur ve bu yüzden çocukların öğrenmeleri açısından da daha kolaydır. Ayrıca piyanoda beynin her iki lobunun da çalışması beyin gelişimini hızlandırır. Piyanoya başlamak için 4-6 yaş aralığı yeterli olarak kabul edilir. Piyanonun çocuklar üzerinde olumlu sayılan etkileri ise : Hafıza geliştirme, disiplin, özgüven, zeka gelişimi.

 

  • Seramik Sanatı : Çocukların el becerilerinin gelişimi, hayal güçlerinin kuvvetlenmesi, özgür hissetme gibi konularda fayda sağlayan seramik sanatı aynı zamanda çocuğunuza özgün olma hissiyatı katacak ve çocuğunuz daha üretken bir zekaya sahip olacaktır. Seramik sanatının temelini oluşturan kil, çocuğunuzun oyun oynama ihtiyacını da karşılayacaktır.

 

  • Tiyatro : Tiyatro çocuğun yaşam bağı ile bağının kurulması açısından oldukça faydalı olup aynı zamanda özgüven kazanma, kendini ifade gücünün geliştirilmesi, ekip çalışması, gözlem yeteneği, beden dili ve diksiyona da katkı sağlar. Ayrıca tiyatro sadece sağlıklı çocuklar için değil, aynı zamanda engelli çocuklar için de tercih edilebilecek bir aktivitedir.  

 

  • Yazı Yazmak : Yazı yazmak hafızayı tazeleyen ve beyin gelişimine katkıda bulunan bir faaliyettir. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini kağıda dökebilmesi hem duygusal zekasına katkı sağlayacak hem de ifade yeteneğini arttıracaktır. Ondan hayallerini de yazmasını isteyin. Hayallerini yazılı ifade etmesi aynı zamanda hayal gücüne de katkı sağlayacaktır.

 

  • Montessori : Çocuğunuza kendi işini kendisi görmesi için fırsat verin. Bu onu hem cesaretlendirecek, hem kendine güveni artacak hem de zekasını büyük oranda geliştirmek için fırsat olacaktır. Detaylı bilgi alabilmek için “Montessori nedir?” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

 

       Çocuğunuzun zekasının gelişimi için yukarıdaki öneriler haricinde en önemli şey ise ona olan vaktiniz ve ilginiz. Bol bol onunla iletişim içinde olun. Birlikte sohbet edip, ona sorular sormak ve onun sorularına özenlice cevaplar vermek atabileceğiniz en güzel adımlardan.