Etiket

kültür sanat

Yazılar

COVID-19 salgını nedeniyle 12-18 Ekim tarihleri arasında çevrim içi olarak gerçekleşecek Engelsiz Filmler Festivali, sekizinci yılında Türkiye’deki tüm sinemaseverlerle buluşmak için gün sayıyor.

FESTİVAL İLK KEZ BİR TEMA İLE GERÇEKLEŞECEK

Pandeminin hayatımız üzerindeki etkilerinin izini sürecek Festival, bu yıl NORMALİ ARARKEN teması çerçevesinde programını şekillendirdi. COVID-19 salgını ile birlikte gündelik hayatlarımızda ortaya çıkan değişimler, bu döneme alışmaya çalışırken anlamı aşınan alışkanlıklarımız ve ‘normal’ kabul ettiğimiz ‘eski’nin gün yüzüne vuran sorunları Festival’i sekizinci yılında ilk defa bir tema etrafında program hazırlamaya itti.

FESTİVAL BU YIL DA TAMAMEN ERİŞİLEBİLİR VE ÜCRETSİZ

Türkiye ve dünya sinemasının festivallerde öne çıkan, çok konuşulan ve beğeniyle karşılanan filmlerini Türkiye’deki tüm sinemaseverlerle buluşturacak olan Festival, programında yer verdiği tüm filmleri her yıl olduğu gibi göremeyenler için sesli betimleme, duyamayanlar için ayrıntılı altyazı seçenekleri ile erişilebilir ve ücretsiz olarak izleyiciye sunacak. Festival’in çevrim içi film gösterimleri eff2020.muvi.com adresi üzerinden gerçekleştirilecek. Festival filmleri, web sitesinden açıklanan gün ve saatlerde bu platform üzerinden ücretsiz takip edilebilecek. Engelsiz Filmler Festivali’nde film gösterimlerinin yanı sıra film ekipleri ve aktivistlerle gerçekleşecek söyleşiler de erişilebilir olacak. Filmlerle ilgili ayrıntılara, gösterim ve söyleşi takvimlerine Festival’in web sitesi olan engelsizfestival.com adresinden ulaşılabilir.

FESTİVAL 46 FİLMİ SİNEMASEVERLERİN BEĞENİSİNE SUNUYOR

27 kadın, 22 erkek yönetmene ait 46 filmin gösterileceği Engelsiz Filmler Festivali’nin programında her yıl olduğu gibi; Engelsiz Yarışma, Dünyadan, Çocuklar İçin ve Uzun Lafın Kısası seçkileri ile, NORMALİ ARARKEN teması kapsamında Eski Normal: Beden, Eski Normal: Mekan, Eski Normal: Hayvan, Eski Normal: Şehir ve Eski Normal: Sanal Benlik seçkileri yer alıyor.

ENGELSİZ YARIŞMA’DA 5 YERLİ YAPIM YARIŞIYOR

Son dönemlerde ulusal ve uluslararası birçok festivalde ses getiren yapımların yer aldığı Engelsiz Yarışma’da bu yıl; Rûken Tekeş’in barajsuları altında kalacak Hasankeyf’e yaptığı 21 günlük saygı ziyaretini anlatan Aether, Orçun Behram’ın kamerasını bir Türkiye distopyasına çevirdiği filmi Bina, Emin Alper’in küçük yaşta kasabaya besleme olarak gönderilen üç kız kardeşi anlattığıKız Kardeşler, Kıvanç Sezer’in kişisel bir krizi absürt bir mizahla örerek anlattığı filmi Küçük Şeyler ve Deniz Tortum’un Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde geçen; hastaneyi evi bellemiş doktor, hemşire ve tüm sağlık çalışanlarının gündelik hayatlarına odaklandığı Maddenin Halleri yer alıyor.


Engelsiz Yarışma’nın bu yılki jürisinde ise yapımcı Gökçe Işıl Tuna, oyuncu İpek Türktan Kaynak ve sinema yazarı Kaan Karsan yer alıyor.

Jürinin belirleyeceği En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülleri ile gösterimlerin ardından izleyicilerin vereceği oylar ile belirlenecek Seyirci Özel Ödülü sahipleri, 18 Ekim Pazar akşamı Festival’in YouTube hesabından yayınlanacak video ile ilan edilecek.

NORMALİ ARARKEN SEÇKİSİ

Engelsiz Filmler Festivali, pandemi öncesi ‘Eski’ dünyada ‘normal’ neydi?”, “Bedenle, benlikle, yaşanılan şehirlerle, içinde bulunulan mekanlarla, bir arada yaşanılan hayvanlarla kurulan ilişkilerde ‘normal’ neyi ifade ediyordu?”, “pandemi sonrası yeni dünyada bu ilişkiler nereye evrilecek?”, “başka bir duyarlılıkla farklı bir yaşam örmeye başlayabilecek miyiz yoksa ‘eski normaller’e geri mi döneceğiz?” gibi soruların yanıtlarını Normali Ararken seçkisinde yer alan beş başlıkta arayacak.

ESKİ NORMAL: ŞEHİR

Kargaşanın hâkim olduğu, insanların sürekli kaçma düşü kurdukları bir yer haline gelen mevcut küresel şehirlerin yapısı, ilişkilerimizi ve alışkanlıklarımızı nasıl etkiliyor? Yaşadığımız şehirleri merkezine alan “Eski Normal: Şehir” seçkisi 6 filmden oluşuyor. Sinemaseverlerle buluşacak filmler arasında Wiep Teeuwisse’nin Ara Sefer Intermission Expedition, Corina Schwingruber Ilić’in Her şey Dahil All Inclusive, Adrien Mérigeau’nun Koruyucu Ruh Genius Loci, Nadja Andrasev’in Simbiyoz Symbiosis, Aline Höchli’nin Sümüklüböceklerin Neden Bacakları Yoktur? Warum Schnecken Keine Beine Habern ve Anna Mantzari’nin Yeter Enough adlı filmleri var.

ESKİ NORMAL: MEKAN

Kentsel mekanlar kapitalist motivasyonlarla kurulduğunda, bu mekanların aslında hepimize ait alanlar olduğunu nasıl hatırlayacağız? Kentsel mekanların ön planda olduğu “Eski Normal: Mekan” seçkisinde 2 film yer alıyor. Yönetmen Max Hattler’in Seri Paraleller Serial Parallels ve Christoph Schwarz’un En İyi Şehir Hiç Kurulmamış Olandır Die Beste Stadt Ist Keine Stadt filmleri bu bölümde sinemaseverlerle buluşacak.

ESKİ NORMAL: BEDEN

İnsanlık tarihi boyunca çeşitli korkuların odağı olmuş olan beden, pandemi günlerinde daha çok üzerinde düşündüğümüz bir konu haline geldi. Kendi bedenlerimizden, başkalarının bedenlerinden korktuğumuz ve kaçtığımız bu günlerde Eski Normal: Beden seçkimizle bedenlerimizle kurduğumuz ilişkilere göz atacağız. Jenny Brady’ın Alıcı Receiver, Joanne Salmon’ın Baş Yukarı Chin Up, Siobhán Smith’in Dikiş Stitch, Janne Janssens’in Etiketim Mijn Label, Louise Detlefsen ve Louise Unmack Kjeldsen’in Şişmanlar Cephesi Fat Front ve Bruno Collet’in Unutulmaz Memorable adlı filmleri, bu seçkide yer alan filmler.

ESKİ NORMAL: HAYVAN

Eskiden gündelik hayatımızda birer canlı olarak hissedip bağ kurabildiğimiz; “modern” hayatlarımızda ise sokakta gördüğümüz için rahatsız olduğumuz ve barınaklara hapsettiğimiz ya da mezbaha, laboratuvar, yumurta fabrikası gibi mekanlarda bir “ürün” haline getirdiğimiz hayvanlar, bu seçkinin merkezinde. Martin Skalsky’nin Cody: Zor Günlere Veda Cody: The Dog Days Are Over ve Cem Hakverdi’nin Köpek Filmi Dog Movie, Eski Normal: Hayvan seçkisinde gösterilecek 2 film.

ESKİ NORMAL: SANAL BENLİK

Karantina önlemleri nedeniyle zamanımızın çoğunu evlerimizde geçirirken, çalışmak ya da keyif almak için vaktimizi ekranların önünde, sanal ortamlarda harcıyoruz. Teknoloji ile benliklerimiz arasındaki sınırın hiç olmadığı kadar belirsizleştiği salgın günlerinde, “Eski Normal: Sanal Benlik” seçkisi ile sanal benliklerimize bakış atıyoruz. Seçkide Sine Özbilge ve İmge Özbilge’nin #21xoxo, Erdem Arslan’ın Donut Paradise, Reinhold Bidner’in Göstergeler Devri Time o´ the Signs, Veronika Schubert’in Konturlama Contouring, Ayşenur Erdoğan Gökçe’nin Nasıl Bilirdiniz? How Did You Know The Deceased?, Efe Can Yıldız’ın Parti Party ve Nina Bisiarina’nın Şehirde Bir Vaşak Un Lynx Dans La Ville filmi yer alıyor.

DÜNYADAN

Dünya sinemasının son dönemde öne çıkan yapımlarının yer aldığı “Dünyadan” seçkisinde; yönetmenler Emma de Swaef ile Marc James Roels’in 2019 Clermont-Ferrand Uluslararası Kısa Film Festivali Ulusal Yarışma Grand Prix ödüllü Bu Enfes Pasta! Ce Magnifique Gâteau ! filmi ve Jan Komasa’nın 92. Akademi Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Film ödülü adaylarından İsa’nın BedeniCorpus Christi filmi yer alıyor.

UZUN LAFIN KISASI

Kısa film severler için son dönem Türkiye sinemasının nitelikli filmlerinden derlenen “Uzun Lafın Kısası”seçkisinde; yönetmen Gürkan Gürler’in Açlık, Engin Erden’in Ahtapot, Dila Bulut’un Aries, Doğuş Minsin’in Ayrık Otu, Ceylan Özgün Özçelik’in Cadı Üçlemesi 13+, Hasan Serin’in Hello Afrika, Sezen Kayhan’ın İmparatorlukta Zor Bir Gün, Enis Manaz’ın Kelebek Adam, Nihan Belgin’in Kendini Yalnızca Kendinde Yok Et ve Ahmet Toğaç’ın Kulak Misafiri filmi olmak üzere 10 kısa film yer alıyor.

ÇOCUKLAR İÇİN

Birbirinden ilginç hikâyeleri ve renkli atmosferleriyle minik sinemaseverleri farklı dünyalarda yolculuğa çıkaracak animasyon filmlerin yer aldığı”Çocuklar İçin” seçkisinde ise; Antje Heyn’in; Kedi Gölü Şehri Cat Lake City, Jean-Claude Rozec’in Kurbağa Yavrusu Tétard, Carol Freeman’ın Kuş ve Balina The Bird & The Whale, Lena von Döhren’in Minik Kuş ve Arılar Der Kleine Vogel Und Die Bienen, Oana Lacroix’ın Renkli Kanatlar Coucouleurs ve Joanna Polak’ın Yün Dünyası Welniaki filmleri minik sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.

HER ‘EVDE CANLANDIRMA’ ATÖLYESİ

Festival’in en eğlenceli aktivitelerinden, geleceğin sinefillerini canlandırma sanatıyla buluşturacak Evde Canlandırma Atölyesi 14 Ekim tarihinde Festival’in instagram hesabından yayınlanacak video ile takip edilebilecek. Canlandırma sanatçısı Işık Dikmen tarafından hazırlanan atölyede katılımcılar hayal dünyalarını ortaya çıkararak, yarattıkları karakterler ve öykülerle canlandırma sanatı ile kendilerini ifade edecekler.

Evde Canlandırma Atölyesi ile ilgili ayrıntılı bilgi ve gerekli malzemelere Festival’in internet adresinden ulaşabilirsiniz.

Martı Kitap Kulübü, 12 yıldır İstanbul Oyuncak Müzesinde gerçekleştirdiği edebiyat severlerin buluşma yeri olan “Kitap ile Sohbet” etkinliğini tüm Türkiye genelinde gerçekleştiriyor. Bu sezon pandemi nedeniyle online olarak gerçekleşecek çalışmalar Martı Kitap Kulübü kurucusu Yasemin Sungur liderliğinde 6 Ekim Salı gününden itibaren başlıyor.

Kitap okumayı, sevdiği yazarlar ve onların kitapları hakkında konuşmayı sevenlerin katıldığı bir etkinlik olan “Kitap ile Sohbet”, edebiyat tutkunlarına, iyi bir okur olmak isteyenlere ve yazmakla ilgili seçimleri olan herkese açık olan buluşmalardan oluşuyor.

Kitap ile Sohbet’e ek olarak ayda bir kez gerçekleşecek olan “Yazar ile Sohbet” buluşmalarında ise seçilen ve katılımcılar tarafından okunan kitabın yazarı araştırılıyor. Yazarın hayatı, eserleri, dünya görüşü, yazarken etkilendiği durumlar ve yaşadığı dönem hakkında genel bir bilgi sahibi olmaya yönelik çalışmalar gerçekleşiyor.

Herkesin katılımına açık olan ve her hafta 11.00 – 13.30 ve 20.00 – 22.30 saatlerinde online gerçekleşecek “Kitap ile Sohbet” buluşmalarında bibliyoterapi, yaratıcı okuma, yaratıcı drama ve iletişim becerileri tekniklerinden yararlanılıyor.

Bu sezon özellikle Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabıyla sohbet tüm sezon devam edecek.

Uzun zamandır mahrum kalınan yurtdışı seyahat fırsatları için tek umut önümüzdeki seneki tatilleri değerlendirebilmek. Asla modası geçmeyecek yerlerden biri ise elbette tarihi dokusu ile Fransa. Strazburg ise Fransa’nın doğusu ve Almanya’nın sınırında bulunması ile her iki ülkenin izlerini de içerisinde barındırıyor.

Strazburg, Alsas Bölgesi’nin başkentidir ve gotik mimarisinin örneklerinden olan Victor Hugo’nun ‘dev ve narin harika’ olarak tanımladığı Notre Dame Katedrali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Sınır kenti olduğundan Fransa’nın diğer şehirlerine benzemeyip, bir çok kültürün etkilerini yoğun olarak yansıtmaktadır. Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan Strazburg ‘Le Petite France’ yani ‘küçük Fransa’ unvanına sahiptir. Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’nu barındırmasına ek olarak Avrupa Birliği’nin en önemli kentleri arasında yer almaktadır.

Notre Dame Katedrali : Fransa’da bulunan dünyaca ünlü, gotik mimari örneği katedral. 1345 yılında açılmış olup, Meryem Ana’ya ithafen isimlendirilmiştir.

Strazburg’a Türkiye’den direkt uçuş olmasa da konumundan dolayı avantajlıdır ve bir çok ülkeden giriş yapmak mümkündür. Hem alman hem fransız kültürünün etkisiyle mutfağının gelişmiş olduğu kentte tadına doyamayacağınız lezzetler mevcuttur. İnce pizza olarak nitelendirilen ‘Tarte Flambee’, şarapta bekletilmiş lahana ‘Choucroute’, fırıncının fırını anlamına gelen ‘Baeckeoffe’ Alsace mutfağının vazgeçilmezlerindendir.

İnce Pizza Tarte Flambee

Noel zamanı tam bir görsel şölen olan şehir Fransa’nın en ünlü noel pazarına sahiptir. Kleber Meydanı’nda bulunan Aubette ise kentin en ünlü alışveriş yeridir.

Editör: Canan Çevik 

Gün geçmiyor ki kadınlarla ilgili güzel haberler almayalım. Bu haberlerden bir tanesi de Uçan Süpürge Vakfı’nın her yıl düzenlemiş olduğu 23. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin diğer senelerden farklı olarak  #EvdeKaldık temasıyla ilk kez online gerçekleşmesi. #EvdeKaldık temasının açıklamasını ise festivalin bu seneki Onursal Başkanı Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray yaptı. Şoray, pandemi nedeniyle bu kez evde kaldığımızı belirtmenin yanı sıra; evde kalma deyiminin yıllardır evlenmemiş kadınları aşağılamak için kullanıldığını ancak bu kez korona günlerinde erkek şiddetine hep beraber meydan okuduğumuzu, evin her türlü halinin, çocuk gürültüsünün, toz kokusunun, kek kokusunun ve daha nicelerinin  zaten kadınlar tarafından bilindiğini ve bu kez kadın erkek hep birlikte deneyimlendiğini belirterek gönüllerde yeniden taht kurdu.

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 22 yıldır kadın yönetmenlerin filmlerini seyirciye sunuyor.  Festivalde 35 kişilik sinema alanında uzman danışma kurulu ise filmlerin seçim işinden sorumlu olarak görev alıyor. 7-14 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen festivalde Afrika’nın seçkisinde 12, festival ülkesi olan İrlanda’nın seçkisinde 8 film var. Kısa kurmacada 19, deneyselde 7, animasyonda 5, belgeselde 14, uzun metrajda 11 film olmak üzere toplamda 31 farklı ülkeden 76 film gösterime giriyor.  Sokak, ev, emek, cinsellik, aile, çocuk evlilik, göçmenlik gibi pek çok temayı işleyen filmlerin oluşturduğu festival programında filmler; “Pembesiz Mavisiz”, “Yersiz Yurtsuz”, “Arafta”, “Kabuğunu Kırmak”, “Olay Yeri: Aile”, “Evde Kalamayanlar”, “Erkekliğin İdeolojik Aygıtları” “Sokakta” ve “Evde” bölüm isimleri altında seyirci ile buluşuyor.

23. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde bu yıl Onur Ödülünü Nebahat Çehre ve Şahika Tekand, Bilge Olgaç Başarı Ödülünü Handan İpekçi, Işıl Özgentürk ve Sevil Demirci , Genç Cadı Ödülü ise son yıllarda başarılı oyunculuğuyla da dikkat çeken Cemre Ebüzziya kazandı.

Ev işi pek çok sorumluluğu bulunan kadınlarımıza bir nefes aldırmasını uman bu festival filmlerine Uçan Süpürge Vakfı internet sitesi ( ucansüpürge.org.tr) ve vakfın sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz.

Keyifli seyirler